pelerini ve taytını çıkarıp, içlik kazağıyla kaldığı andır.
çocukluk diyince aklıma ilk olarak sezen cumhur önal geliyor. istem dışı olsa da, ilk olarak babama sezen cumhur önal imajı yüklemiştim o zamanlarda. baktım olacak gibi değil, freud bile çaresiz kaldı bu anoloji karşısında, geldi "manyak mısın lan, benim bütün teorimi karşı örneklemeyle çürütüyorsun" dedi, ben de babama imaj olarak süperman'i seçtim. zira yakın gözlüğünü takınca, güneşi de arkasına da aldı mı, büyüteç etkisiyle süpermen gibi yakabiliyordu. yine freud geldi, "heeeh, şimdi oldu" dedi.
neyse efendim, genelde çocuklar, babalarına acaip güvenir, diğer çocuklarla "benim babam senin babanı döver", "babam geçende kamyonu kaldırdı", "babam geçende hırsızı yakaladı, balkondan attı. sonra pişman oldu, düşmeden aşağıda yakaldı", "babam parende atarken boynunu kırdı" (hehe ben diyordum) gibi muhabbetlere girerler. çünkü çocuklar için babaları dünyanın en güçlü kuvvetli adamıdır. her türlü kötü olaydan, toplumsal ayaklanmalardan, terör olaylarından onları koruyabilecek bir adamdır. benim için de öyleydi.
.. ta ki bir güne kadar. serserinin biri haraca dadanmıştı, bıçak çekmişti mahallede bana. gerizekalı! mahallemde bana artizlik yapıyor. babama haber gitmiş inceden, babam da geldi çocuktan dayak yedi. hahaha yok lam yok, o kadar da değil. senaryom, babam çocuğu dövecek, gözünü korkutacak, sonra da nasihatlar verecek, derslerine yardım edecek, dersaneye yazdıracak, kendine iyice çocuğa adayacak, aileyi falan bırakıp varı yoku o çocuk olacak, çocuk için coştukça coşacak falan. bugün çok abartıyorum, evet.
bir yere kadar senaryo işledi. çocuğu dövdü, tehdit edip güzelce gözünü korkuttu, sonra sinirini alamadı tekrar dövdü. bir iki tur daha böyle devam etti. sonra çocuğun fenalaştığını görünce "lan salak, bundan mı dayak yiyorsun" diye bana daldı, beni de bir güzel dövdü tertemiz. sonra abimi çağırdı, "gel lan biraz da sen döv şunu" dedi. serseri çocuk bu arada fıydı zaten. olay çığrından çıkmış, mevzu ben olmuştum. o gün babamla abim ağzımı burnumu kırdılar. sıkıldıkça dövdüler, neden dövdüklerini unutana kadar.
ama anneler öyle midir? hep süper kahramandır onlar.
-haydi bismil...
+aman baba dikkat! elini kesme
-zızızı (dingildiyor)
+baba?
-....
+anneee koş! babam bayıldı
%heriif, kan mı tuttu yoğusa? tüü, kabiliyetsiz! kaç kere dedim verelim hacı amca kessin şu horozu! illa kesicem de kesicem. aha yamuldun kaldın işte.
dağ gibi babamın birden gözümdearka cebine sapanını saklamış kısa pantolonlu bir erkek çocuğuna dönüştüğü an, dedemin ölümüne rastgelir. saçlarımda hala kurdeleler, üzerimde annemin ördüğü sarı hırka, bir elimde amcamın aldığı horoz şekeri diğer elimde leblebi tozu ağlamayan , adeta gözleri çağlayan babamın haykırışlarını izlemiş, henüz olayların pek farkında olamasam da babamın ağlamasına dayanamayıp ben de koyvermiştim kendimi. o günden sonra babamın süperman olmadığını anladım. çok küçük yaşlarıma rastlar bu olay.ondandır ki kendimi daima korumasız hissederim.çünkü şu kahpe dünyanın çarkına çomak sokacak gücün babamda da olmadığını o günden beri bilirim.
Bilgisayarı alalı 3-4 yıl oluyordu. Babam o zamanlar bilgisayar oyunları konusunda tam bir sapıktı . Fifa 98'i aldı .Haftasonları o oynadı haftaiçinde de ben . Bilen bilir 98 iki kişi oynama opsiyonlu bir oyundu . Bir kişi klavyede bir kişi mouseta oynayabilmekteydi . Her şey bu opsiyonla başladı zaten . Maç teklifini babama sundum . Beni geri çeviremeyecek kadar havalı ve hevesliydi . Babalık görevini yaptı ve orta yapma tuşu bulunmayan mouse'u aldı . 7-0 öndeyken son dakikalarda ezilmiş karizmasını kendi kaleme kasten attığım golle iyice dibe soktum .
X: Şimdi 8-0 mı oldu 7-1 mi baba ?
B: Klavyeyle ben oynıycam bu maç.
Süperman değildi kesinlikle , evet . Ama müthiş bir sümüklü çocuktu benim babam .
babasını süper sanan süper megoloman çocuğun benim babam senin babanı döver tartışmasında fazla ileri gittikten sonra babanın eve mor gözle döndüğü ve çocuğun babasının karşısındakinin babasını dövemediğini anladığı tahminimce hayal kırıklığı dolu andır.