cumartesi kahvaltılarıyla beraber en uzun süren kahvaltılardır. bizim evde o zaman 5 kişi olduğumuzdan annem bi tencere dolusu tost yapar * , oturma odasında yer sofrasında kahvaltı yapardık. allaah! o zamanki tostlarla lisedeki kantin tostlarının tadı hiç bi yerde yok. neyse biz bi yandan tostlarımızı yer, çayları içerken bi yandan da tv izlerdik *
tadı damakta kalan ve asla unutulmayan çocukluk anılarındandır. ailecek bir masa etrafında yapılan sıcak samimi sohbetler eşliğinde buruna gelen patates kızartması ya da börek kokularıdır. bugün de o kokuları duyumsarsınız ancak çocukluktakinin yerini tutamaz.
çocukken birtek o kadar güzeldir o kahvaltılar büyüdükçe ailenden uzaklaştığın ve onlara yabancılaştığın için o kahvaltı masaları hep zulüm gibi gelir saatlerce aynı masada birbirinizin yüzüne bakarsınız anne ve babanız dahi olsa onlara hiçbir şey anlatamamanın anlamsızlığı ve tüm can acılarıyla.