sessiz bir apartmanın 6. katında, dört duvar arasında, tek başına, saçma sapan oyunlar kurup, kendi kendine konuşup, uslu çocuk ünvanını alıp, daha 6 yaşındayken parkta sokakta oyun oynamak yerine gittiği altın günleri sayesinde menopozun ne olduğunu öğrenip geçen dönemse; boştur.
Çocukluğum,en yerden bitme hallerim
Şekerlerin mutluluğunda,zenginliğim
Koşup oynarken annemin uyarı zamanım
Ekmek arası telaşlarım,masum küçük bedenim
Büyüyerek,Küskünlüğüm,Öğrendikçe Terkedilişim
Çocukluğum,komşu kızı sevmelerim...
ilkokul da ki siyah önlük kokum,
Annemin haçlıklarında ki bakkal amcayı yorma anlarım
Çocukluğum,Gözlerimin ışığı,hayat damarım
Babamın sırtında uyuyarak,yolculuk zamanım
Zillere basıp maraton yaptığım hayallerim
Küçük yüreğim,ufacık cambazlıklarım;
Çocukluğum,resimlerde ki masal kahramanım...
Okul zamanı annemi istiyorum deyişlerim,
Ne çok özledim ben seni bir bilsen,Kokunu
Anlamını hissetmeyi ne çok özledim
Büyüdükçe küçüldü yüreğim,Bedenim büyüdükçe Yandım
Şimdi her neredeysen çık gel artık,
Sokul yanlızlığıma,Tanıdık huzurum,Şaşırt beni
Yüzümün pembe kokusu olan rengim
Çocukluğum,bir bilsen ne çok özledim seni,Tanıdık koşullarda...
Affan dedeye para saydım,
Sattı bana çocukluğumu.
Artık ne yaşım var ne de adım;
Bilmiyorum kim olduğumu.
Hiç bir şey sorulmasın benden;
Haberim yok olan bitenden.
Bu bahar havası, bu bahçe;
Havuzda su şırıl şırıldır.
Uçurtmam bulutlardan yüce,
Zıpzıplarım pırıl pırıldır.
Ne güzel dönüyor çemberim;
Hiç bitmese horoz şekerim!
Çocukluğum
Ve en çok seni özledim ben.
Karşı komşunun sokağa çıkacağı zamanı beklemeni.
Her teyzeyi annen gibi sevmeni.
Sanki ayıpmış gibi kimselere söylememeni.
Ve o bisikleti ilk gördüğünde koşuşunu.
Yağmurlu bir günde annenin elinden yediğin ekmeği.
Islanan sokaklara bakıp duygulanmanı.
Yaz akşamlarında oturduğun kaldırımı.Seni bir kez daha görmek isterdim...
hiç konuşmadan..
kısa pantolonlu siyah beyaz halini..
bir lokma boyunu..
diz çöküp yere sımsıkı...ama çok sıkı
sarılmak sana..
gözyaşlarımı omuzlarına bırakıp gitmek istiyorum şimdi
sana kim olduğumu söylemeden...arkama bakmadan
ağladığımı sana göstermeden
seni çok özledim
ama çok özledim
çocukluğum! !
şimdi kocaman denizlerde,kocaman gemilerde
neden yok küçüklüğümüzdeki büyüklüğümüz;
çocukluğumuzun bahçelerinde,o evlerde
kağıttan gemilerimizi yüzdürdüğümüz.
bir şeyler mi kalmış çocukluğumuzda,
çocukluğumuzla çözdüğümüz...
özdemir asaf.
çocukluk o dönemde hayat ne kadar da neşeli ve anlamlıdır bizim için ve ne kadar çok isteriz o yaşlarda büyük olmayı büyüyebilmeyi... çünkü zannedersinki o dönemdeki yaratıcılığın, hayalperestliğin, sınır tanımamazlığın hep aynı kalacak hayatın gerçekleri diye bir kavram aklına bile gelmeyecek sanırsın. bunlarıda gerçekleştirmek için de büyümek istersin ama işte dananın kuyruğunun koptuğu yerdir ora, yaş alır başı gider... görürsün o zaman kalmışmı çocukluktan bir duygu olanı da bastırır gidersin sonra hep özlemdir çocukluk, hep neşeli günlerdir çocukluk, hep buruk bir anıdır çocukluk...
çocukluk;
a/. Elde edemediği, isteyip de alamadığı yada izin verilmeyen bir şey için ağlamaktır
b/. Yitirip yada kırdığı bir şey için üzülmesini bilmemek. Bu çocukluktur. Çocuk, içindedir onun.
büyüyünce a unutmak olacaktır, ağlamak b'ye inecektir.
Ne kadar renkli olursa olsun çocukluk fotoğraflarınız, yaş kemale erince her şey siyah beyazdır.. Hatıralar, sevdalar, renkler, şekiller tükenip gider. insanlar fani dünya derler lakin bu idrak ederek değil dil ucuyla söylerler. *
Uzun derin maviliği uzanıp otların üzerinde
toprağın kokusunu sindirirken içime, seyre dalmaktı en sevdiğim.
Kuşların özgürlüğüne aşık bir çocuktum,
uzandığım otların üzerinde bir ot gibi kıvrılırken izimi bıraktığım.
Saçlarımın arasında dolaşan karınca
gezintileriyle hayallerimden ayrıldığım ve sonra bir buluta dalıp ağladığım,
kendimde yakaladığım hüzündün.
Bulutların arasından ansızın çıkan güneşin gözlerime dolan ışığı oluyordun renk renk.
Aslında gözlerimin bozukluğundandı o renklerin çoğalması ya ben yinede
tuallere attım yıllar sonra.
Hep o çocuk kalsaydım o anıyla,
gökyüzünün bana kalan tarafıyla
yaşadığım kendi huzurumla baş başa
Yılların ardından senin gidişini bile
adlandıramadığım kalanlarından yaşadıklarım
Başbaşayım kendimle sana bakıyorum,
gözlerine
Maviliklere kanatlanmış kuşlar, aşka açılan
Saçlarımda karıncalar
ellerim boşluğa çizer;
renklerini sakladığım resimleri ...
yaptığı her hataya, yaşadığı her pişmanlığa, geçirdiği her sersem aşka vs. çocukluk demek.
işte bu çocukluk.sahiplenememek.sorumluluk almamak.gerçekten özgür olabilmek.yaşla alakası yoktur beş yaşında çocuk olamayanlar da var.50 sine gelip büyümeyenler.