büyüdükçe geçtiği sanılan ancak ne kadar bastırılmaya çalışsanızda zaman zaman bilinçaltınızdan çıkıp gelen sizi esir yapan korkulardır.
(bkz: karanlık korkusu)
uzaylılar, evet uzaylılar! hatırlarım işaretler filmini. mel gibson pederliği bırakmış aile babası. uzaylılar bu adamın evini beğeniyor. eh filmde ara sıra kol bacak siluet şeklinde görünüyorlar tabi. sonunda bütün olarak da görülüyorlar o ayrı. ama o siluetler beni uykusuz bıraktı be arkadaş. geceleri penceremde uzaylılar gördüm ya.
chucky! adi pislik çocukluğumun içine etti. dolapları korkarak açtım, koltuğun altından çıkıp bileğimi kesecek diye ayaklarımı toplayıp oturdum. kırmızı top kafa.
birkaç kişi daha belirtmiş , katılmamak mümkün değil (bkz: clementine) .
lan içimde hala az da olsa karanlık bir yön barındırıyorsam , kesinlikle sebebi bu çizgi dizidir , manyakmısınız olm 5-10 yaş aralığında çocukalara izletilir mi hiç , bildiğin ağır drama ve gerilim . anne babalar da çocuk çizgi film izliyor diye bırakır kendi haline hiç düşünmez , bir bilseler ne numaralar dönüyor ortamda.
- öcü diye bir karakter çok kullanılmıştır.
- sen bizim çocuğumuz ol adlı sulu şaka.
- yatağın altı hep ürkütücü olmuştur.
- bir de yanlış bir davranış yapma korkusu. çünkü kafaya anne tarafından terlik fırlatılması korkusu baya sağlamdır.
Oturma odasından tuvalete giderken karanlık koridordan korkan bu sebeple ardından gelecek koşmak, şarkı söylemek, elindeki oyuncağı duvara vurarak ses çıkarmak gibi anlamsız hareketleri yapmamızı sağlayan korkulardır efendim.
Herkes salondayken aile bireylerinden biri senden su getirmeni ister. Aşman gereken o uzun holde yürürken, arkandan (o zamanın tabiriyle) öcüler geliyor sanırsın. Al sana korku.
insanın peşini bırakmayan, büyüdükçe yanıbaşınızda büyüyen korkulardır.
korkularını da büyüten ama bir yandan hiç büyümeyen masum çocuklar olabiliyor muyuz?
yoksa büyüdükçe korkularımızın safına geçen ve büyümek için çırpınan çocukları korkutan canavarlar mı oluyoruz?
karanlık odalara gidersek kırmızı el çıkıp bizi yiyecek ya da eve gelen teyzelere yaramazlık yaparsak pipimizin ucunu iplikle dikileceğinin söylenmesi.
çarşaflı kadınlardan çok korkardım.
kara fatma derdim onlara saklanacak delik arardım onları görünce. aksi gibi yan komşuya da sürekli onlardan gelirdi sık sık.
en büyük korkum anaokulundaki Barış isimli arkadaşımdı. herkes ona tazmanya canavarı derdi çünkü sürekli ağzını kocaman açardı ve dişleri de sivriydi ya da ben öyle olduğunu düşünürdüm.. her neyse Barışın beni yiyeceğini düşündüm hep o yüzden okulda tek başıma yürüyemezdim bile. üzerinden tam 16 sene geçti ama asla unutamayacağım korkudur bu sözlük.