iyi bişey mi kötü biey mi bilmem ama çocukken de büyük gibiydin der büyüklerim.
o yüzden bırak bi şeyden korkmayı, bişeylerden korkanlar hep beni öne sürerlerdi. git bak neymiş, vursana şuna, bağır falan.
bi tane komşumuz vardı. adamın böyle ikili takma dişi vardı. biz sokakta oynarken çok gürültü yaparsak gelir, ağzından takma dişlerini tak tak tak yaptırır bizi dağıtmaya çalışırdı.
herkeş dağılırdı ben adamın takma dişine saldırıp elinden almaya çalışırdım. tabi çok tokat yidim adamdan ama yemin korkmadım.
tabiki bu korkusuzluk bana bir sürü zarar verdi. saymakla bitmez.
misal ilkokulda sınflar birbiriyle savaşırdı. sebebi falan yok. diğer sınıftan kimi görürsen ya da kimleri saldırırsın, tahta cetvelle.
valla 1. sınıf mı ikinci sınıf mi bilmiyorum. savaş çıkmış dediler. baktım bizim sınıfın kapısına dayanmışlar hemide 3. sınıf mı ne.
aga bi atlarsın aralarına bam bam cat cat. cetvelim kırıldı artık. ben kan ter içinde ama herifleri bizim sınıfın kapısından onların sınıfının içine kadar kovalamışım.
bi ara baktım benden başka bizim sınıftan kimse yok ve o sınıfın öğretmeni kapıda. tuttu beni kulağımdan herkesi oturttu yerine ben tahtayım kulağım öğretmenin elinde resmen çekiyor lan.
napıyosun sen dedi. bende ses yok. sınıftakiler başladı. öğretmenim bizi dövüyor, işte elini kolunu gösterenler var. burama urdu şurama vurdu diye.
öğretmen kahkayı bastı. bu sizden küçük nasıl döver sizi, gibisinden bieyler söyledi. sonra bana ufak bi tokat atıp sınıftan çıkardı. o günden sonra sınıfta kahramandım. valla bak.
Yatağın altında yaşayan o gerzek canavar.
Hani ayağınız dışarıda kaldığında, hammmm yapıp ısıracağını düşündüğünüz o korkunçlu şey.
Eşşeek kadar oldum hala zaman zaman aklıma gelir, deli gibi yatağa atlar, ayaklarımı fırt diye yorganın içine sokuveririm.
Sonra da gülerim.
Bir itiraf, en komiğinden.
asansör. lanet olsun ki asansör. ilkokul 3.sınıfa giderken tek başımaydım asansörde ve asansörde kalmıştım. kaç yaşına geldim hala bile tek başıma binerken içim ürperir.
bilmediğim bir yerde kaybolma korkusu annemi hiç yanımdan ayırmazdım,bir de küçükken evimizin uzun koridorunun ışığı yanmazdı o koridordan çok korkardım hatta o kadar etkilenmişim ki rüyamda annemi o koridorda korkunç bir şekilde hatırlıyorum hala rüyadaki hali kafamda net 5-6 yaşlar böyleydi işte.
Resident evil çıktığında kaç yaşındaydım hatırlamıyorum ama ablam ve arkadaşları o zamanlar zorbaydılar zorla izletmişlerdi yazık be ağlaya ağlaya helak olmuştum. Sonrasında uzunca bir süre abimle uyumuştum. Zombilerden korkmamayı bir hayalle öğrendim yakın zamanda. Kendi başıma walking dead izledim mesela swh.
Dalga geçmeyin içinde zombiler olan çok tatlı hayaller olabilir löl.
yıl 2004, ortaokul yılları, eylül ayı. doğum günüm kutlanmamış ve o üzüntüyle yatağıma girdiğim bir gecenin sabahı.
jantiyim, ayağımda abimin aldığı 2002 dünya kupasından kalma krampon.
üstümde 123 rakamlarının yazılı olduğu mavi önlüğüm ve masmavi gökyüzü.
3 kardeş okula gitmek için hazırlanıyoruz.
annem tek yumurta kızartmış, üçe bölüyor.
maddi durum kötü falan.
neyse çıktım evden, saçlarım briyantinli.
okula vardım.
kafası sıcaktan haşlanan kel bir öğretmenin terleyen suratını görmemle başlayan lanet bir pazartesi sabahı loading...
o zamanlar bile pazartesi sendromu varmış da twitter daha çıkmamış.
2. dersteyiz, yasemin öğretmen tahtada yazdığım cümleyi beğenmediği için beni azarlayıp sırama gönderdi.
sinirliyim ama çok belli etmiyorum.
saçlarım hala briyantinli.
inek yalamış derler ya o değil.
bildiğin deve yalamış.
teneffüsü bekliyorum.
zil çaldı ve ben kafası kesik tavuk gibi hızla dışarı koşuyorum.
ben dışarı çıkarken, diğer sünepe öğrenciler içeri geliyor.
kafama bir fil oturmuş gibi bir şey anlamadım ve dışarıda buldum kendimi.
anaaaaa...
okulu çekirgeler basmış. irili ufaklı her boyuttan çekirgeler okulun duvarlarında.
yerde gezenler, pırt diyip ayak bastığınız yerden zıplayanlar...
ulan kromozomcu aklına bir ipnelik geliyor ama der gibi iç sesim beni uyarıyor.
ama dinler mi şizofren tarafım...
aldım bir tanesi korka korka ve yamalı pantolonumun iç cebine koydum.
bir elimle de cebimin içinde tutuyorum.
masasına geçti ve tahtayı silmesi için hatice'yi çağırdı.
yelloz tahtayı silerken yasemin öğretmen de çantasından bir şey almak için nenemin elleri gibi kırışmış elini çantaya koyar koymaz benim cafer zıpladı...
sınıfta bir kargaşa, hatice osurdu osuracak, sıçmasından endişeliyiz...
yasemin öğretmen sandalyeyi devirdi, 1 saatlik kovalamacanın ardından öldürülen sinek gibi duvara yapıştı...
atv'de korcan karar'ın sunduğu şok diye bir program vardı. yok neymiş tuvaletten bir yaratık çıkıyormuş da milletin totosunu yiyormuş ne bileyim işte buna benzer bir şeydi yanılmıyorsam. bundan korkuma yıllarca tuvalete ters oturmuştum.