Yıllar geçse de adını unutmadığım çocukluk aşkım arada girip profiline bakıp vay be ne kadar da değişmiş dediğim çocuktur. Çok harika bir duygu insanı seneler öncesi anılarına alıp götürüyor. Ona karşı bişey hissetmeseniz de onu unutmuyorsunuz.
Aşkın en temiz , en saf halidir. Yıllar geçer profiline bir bakarsınız ki o masum duygularla sevdiğiniz kişinin bambaşka bir hayatı var. Kariyer yapmış , başka birisi olmuş , başkası ile birlikte veya evlenmiş . Eski zamanlar gelir aklınıza tatlı bir tebessüm olur yüzünüz de sonra tekrar akışına devam eder hayat .
canım sıkıldıkça okuyorum şurayı. kimin ne yaşadığına dikkat etmeden çocukluk halleri geliyor gözümün önüne şimdi kocaman olmuş insanların.
kırık yaşadığım bir parça anıma karşılık insanlar neler yaşamış mutlu ediyor amaçsızca. umut da değil ama başka bir hisle doluyor içim. ne olduğunu tarif edemiyorum tam olarak. o kadar kitap okuma boşa gidiyor kimi zaman...
ilk öpüştüğüm. Yeni evlenmiş bi' de. Filderstadt'da bir ev almışlar orada yaşıyorlar. Tatlı kızdı vesselam. Görünce duygulanmadım değil. Mutlu olsunlar.
Vay be. Hayat su gibi akıp geçiyor. Daha neler göreceğiz kim bilir.
birilerinin seni beğendiğini hissetmek, bir çift gözü sana bakarken yakalamak kadar tatlı bir şey yoktur. hele ki yaş 14 ise. tüm şarkılarda o vardır, hayaller kurdurur. koskoca bir yaz mevsimidir. bir çift mavi gözdür. hiç konuşmadan, açılmadan yaşanan en masum aşklardır.
çocukken aileden kaçıp uzaklaşmak hayallerimi süslerdi. yine günlerden ilk yaz yaşım 9 sevdiğim kızı ön koltuğa atmışım araba kullanıyorum dağ evine gidiyoruz. orada birlikte zaman zaman geçirip sarılıp uyuyoruz. yatmadan önce böyle şeyler düşünürdüm safça.
hani böyle romanlar vardır. çocukluk aşkları hiç ayrılmaz, bir gün evlenirler, mutlu olurlar falan. heh ben o romanlara inanmıştım işte. hala inanıyorum ama o hikayedeki mutlu olacak kişi ben değilmişim. tanrı benim o hikayenin içinde olmamı istemedi ve sanırım bana karşı koyabileceği tek engeli koydu. böyle tam 12'den vuruşla indi tüm hayallerim zavallı sönen bir balon gibi.
Hala unutamamış olan aşktır.
Ilk olduğu için iz bırakır. Bundan dolayı unutamadigini düşünüyorum.
Arada evimin önünde saatlerce durduğu oluyor. Bir şey demiyorum, bir şey demiyor. Öylece geçip gidiyorum.
(bkz: ilk aşk)
ilk aşkım koluma girerdi yürürdük akrabaydık ve beni çok severdi . beraber a kayardık , salınçaklarda sallanırdık , dondurma yerdik sonra Ankara'ya gittiler dünyam başıma yıkıldı 1 ay kimseyle konuşmadım vay gidi günler vay insan aşkını özlemiyorda coçuklugunu özlüyor böyle anlatıncada baya duygulu oldu biraz peçete lütfen
dışarı çıkmama izin verilmediğinde balkonda terliğimi aşağı atar , sonra inip alırken onunla konuşurdum. daha ilkokul 1, düşün! o zaman o kadar hızlıyken sonradan bu yeteneğimi kaybetmiş olmam üzücü .
Anaokulundandı. Beraber bir adet 23 nisan gösterisinde dans partnerim olduğundan fotoğrafımız bulunmakta. Sonrasında aynı okulda farklı sınıflarda devam ettik. O beni hiç farketmemişti. Masmavi gözleri vardı. Yillar geçti çok yakın bir arkadaşımın çok yakın arkadası olduğunu öğrendim. Bu vesileyle iletişime geçtik tekrar. Hiç değişmemiş ama bu sefer bana bakan 1 çift mavi göz. Kendisi bana aşık olduğunu iddia etti, telefonla aramalar taciz derecesine geldi. Arkadaşlarıma ulaşıp 'onu almadan gitmiyorum bir yere' tarzı bilimum saçma şeyler söyledi. Babamın öğrencisiydi aynı zamanda. Babamla sık sık görüşmeye başladı. Bense hayretler içinde o yıllar önce aşık olduğum masum çocuğun neden böyle yaptığını anlamaya çalışıyordum. Amacım asla bu değildi. Ulaşılmamazlık değildi. Olmayacağını biliyordum bizden. En son yılbaşında aradığında açtım, konuştuk. Sarhoştu ve bana kızıyordu. Son kez 'seni seviyorum' dedi. Engellemek zorunda kaldım, ona acı vermemek için unutması için zorundaydım. 3-4 ay sonra bir fb adresinden bana 'gel kimsenin bizi tanımadığı bi şehirde baştan başlayalım' yazdı. Sözlük ne yapabilirim ki? Çocukken mavi gözlerine hayrandım ama bu büyümüşken yeterli bir sebep değil birini sevmek için. O gözlerin arkasındaki önemli asıl.
Bu da böyle bir anımdır.