olurmu olur denilen şey. geçenlerde face işini yapsın bi arkadaşımı aratıyım hadi dedim çocukla en son 7 yasımdamı ne muhattebe girmistim oda muhabbet deil evcilik gibi bişeydi. küçükken beni seviodu heralde hep beni kovalardı öperdi yanaktan filan. ben pas varmezdim..
arattım işte çocuğu aradan 10 sene geçmiş tabi değişmiş baya hemde bayaa.. ilk bakışta aşk böle oluyor heralde tabi 10 sene boyunca hayatımıza kimler geldi geçti orası muamma neyse chatte selam naber filan çok özledim buluşalım arayı açmayalım falan dedi konuşma o konuşma hic bulusmadık .
ilk okul arkadaşımdı. Unutmuşum, yıllar gecmiş. Yıllar derken 15 yıl falan.
15 yılda kimler girmiş çıkmış hayatıma. Liseden üniversiteden netten işten birilerini bulmuş durmuşum. Gelene hoş geldin gidene güle güle. Erkek adam ağlaklık yapmaz gidenin ardından.
ilkokuldan sonraki ilk görüşmemizde o türkiyenin bir ucunda ben diğer ucundaydım. O okulu bitirmiş iş gü sahibi, ben hala okul sıralarında. Facebook denen ulvi birleştirici sayesinde bir iki mesajlaştık. Zor hatırladık birbirimizi ama muhabbet sardı baya. Tabi serde ukalalık var. Yok abazan denmesin, ağırdan sattığım belli olsun, netten hatun düşürmeye çalışıyor diye düşünmesin diye kasılıyorum. Yavsayamıyorum hatuna.
Ama harbiden de hoşuma gitmiş yani. Lakin, gel gör ki fazla efendiyim, fazla gercekciyim. Hatunla görüşebilmemiz için en az 2 ay lazım. Neyse boktan bahaneleri bir kenara bırakayım, ilerleme kaydedemem diye kızdan msn bile isteyemedim. E nasıl görüşecen beyinsiz? Kısmet be abi.
Sonra kesildi görüşmemiz, bu facebook kapattı ben manita yaptım falan öyle kaldı.
Derken tekrar facebook denen son bin yılın en işbitiren çöpçatanı sayesinde ilkokul arkadaşları olarak buluştuk.
Mekana en son ben gittim bunlar muhabbet ediyor, benimki de zamanında sınıfın en gözdesi olan kızla muhabbete dalmış dinliyor. Çarpıldım abi. Fark etmedi bu ilk başta geldiğimi sonra kalktı:
-merhaba, sevinç ben hatırladın mı?
+hatırlıyorum
Gülümsedi. O gülünce ben oturacağım yeri şaşırdım. Bir süre sacmaladım sonra arkadaşlar bir iki ebleh soru sordu da kendime geldim.
Oturduk muhabbet ediyoruz. Ara sıra bakıyorum bir iki sacma soru soruyorum falan. Hatun her seferinde gözümün içine bakıp gülümseyerek cevap veriyor. Ne kadar aklım gitmişse başımdan, gözlerinin rengini hatırlamıyorum şimdi. Ela mı yeşil mi ya da kahverengi? Hayır, milletten cekinmesem gözümü dikip seyredecem kızı. Ama sonunda karizmayı dağıtmak var.
Sonra sigara içen yok mu dedi bu. Aha dedim ilk defa şu kanser üretme mekanizmasının faydasını göreceğim. (oturduğumuz bölümde sigara içilmiyor) ben dedim içiyorum. Ya dedi ben bi gidip içip gelicem. Eşlik edeyim sana dedim ama kalbim gümbür gümbür atıyor. Tam kalktık çıkıntı herifin teki, ki kendisiyle liseyi bitirene kadar yan yana oturmuşuz, ben de içim lan dedi. Zıkkım iç hayvan herif gebermek mi istiyorsun denmiyor tabi. Kalktık üçümüz içtik geldik. Tekrar topluca sohbet falan ama ben kıza bakıyorum sık sık. Gözümü alamıyorum lan. Yalnız o bakınca ister istemez kaçırıyorum. Bi ara bişeyler oldu, ki iki denizin ortadan ayrılması kıvamında bir mucizeydi, baş başa kaldık.
Sevinmeyin lan karşınızdaki casanova değil bir nevi inek şaban. Rahmetliye haksızlık olmasın o bile saf edebiyatıyla benden iyi iş cıkarırdı.
Kız bir şeyler soruyor konuşmaya calışıyor benle falan ama ben mal mal hm humm diyorum. Kesin dangalak bu demiştir arkamdan.
Millet geldi de uzaktan izlemeye devam ettim onu. Lan böyle bişey olamaz diyordum lan içimden. Arada o da baktığımı fark edip bakıyo gülümsüyor falan.
Şimdi sanıyorsunuz ki bunun devamında bir aksiyon bir telefon trafiği bir görüşme buluşma gelecek. Yok hacı hiç heveslenmeyin. 5 saat oturduk, muhabbet ettik kalkarken sadece salakça el salladım kıza.
Ulan facebook bi daha buluştur bizi. Yeminle hakkını vericem.
işi nasıl yürüteceğinizi bilmiyorsanız sonu bi halta varmayan, sadece kısa bir öykü olarak kalan durumdur.