Biri ortağımız, diğeri uyuşturucudan mapustaydı, diğeri Microsoftta, diğeri pilot, diğeri rütbeli asker, diğer ikisinin fabrikası var, diğer ikisinin kargocu dükkanı var bak la kadro iyiymiş ha.
Yıllar yıllar sonra buluştuğum dost. Insanda garip bir hüzün ve ağırlık bırakıyor. Yıllar ne çabuk geçmiş meğer hiç haberimiz olmamış. Ne çok şey değişmiş.
Neyse hiç kafanızı sikmek istemiyorum. Ama dostların en tatlısı budur, aranızı bozmayın. ideolojik tartışmalara girip birbirinizi kırmayın. Yapanları görüyorum. Siz yapmayın.
O da bir yalandır. Büyüdüğünüz zaman ya da şimdi geriye dönüp baktığınızda yediğiniz içtiğinizin ayrı gitmediği o insana şaşırır, ben bununla mı kanka olmuşum dersiniz. Artık size o kadar uzak ve yabancı geliyordur ki geçmişi sorgularsınız. Yine de en güzel ve adı üstünde çocukça, safça anıların ortağı arkadaştır. Yeri hep bir yerlerde saklı kalacaktır.
Yanına bir adamın gelip ahiretle ilgili sorular sorduğunu söyledikten birkac gün sonra trafik kazasında bizi bırakıp giden kişidir. Samanyolunda izlesem gülüp geçerdim oysa.
ortaokuldayken almanya'da yaşayan ama okumak için anne ve abisi ile türkiye'ye gelen bir arkadaşım vardı. bir yaz tatili bitiminde beni evine davet etti. sohbet, muhabbet devam ederken birden "aa sana ne göstereceğim?" diyerek yerinden fırladı ve çalışma masasının (üstü kitaplıklı olanlardan) en ücra köşesinden bir kucak çikolata çıkarttı. hepsini tek tek nereden, ne kadara aldığını anlattı saatlerce, tabi bu arada bende ikram etmesini bekliyorum. anlatması bitince "çok güzeller değil mi?" diyerek hepsini yerlerine kaldırdı. böylesini ve bunu o günden sonra hiç görmedim.
çocukken arkadaşlıklarımda bile, seçilmeyen kişiydim, ama aldım verdim de değil, arkadaş arası seçimler olurdu. Hangi akıla hizmet yapıyorduk bilmiyorum, iki üç kişi tarafından, seçilmeyince uykum gelmişti, ateşim çıkmıştı.
benim için, o ünivetsiteye tekrar hazırlanmaya girdiğim dönemde -ki psikolojinin berbat olduğu bir dönemdir- beni koyup giden çocukluk kankamızdır, kardeşimizdir. kendisi aradı az öne uzuuun zaman sonra. ben okurken o araba almış altına, ilginç tipte arkadaşları varmış, ne ala. birazdan görüşeceğiz ve ne denli uzaklaşmış birbirimizden görüp, nefret edeceğiz birbirimizden.
aynı şehirde hatta bir tanesiyle aynı ülkede yaşamıyor olsam bile canlarım,ciğerlerim. ama onlar yüzünden büyüdüm hala arkadaş edinme sıkıntısı çekiyorum.mesafe olsa da ihtiyaç duyamıyorum çünkü yeni birine.
Çocuklukta yapmış olduğum tüm saçmalıklara ortak olan biricik kimsedir. Sonra ailecek şehir degistirdiler ama hala haberlerini alırım. Yakında evleniyormuş. Hayırlı ve mutlu olsundur.
Meryem, furkan ve akif. Meryem görevlimizin kızıydı. Altı kardeşe sahipti. çok özenirdim meryeme. Yazları salçalı ekmek yerdik. Ali amca dağlardan adaçayı toplar, evine getirir ve bütün çocukları için demlerdi onu. Bina çocukları dahil. Meryem evlenmiş, yerini öğrenip bebeciklerini görmek isterim. Furkanla salıncakta saatlerce hiçbir şey konuşmadan sallanırdık. Furkan tıp okuyormuş. Çok zeki bir çocuktu zaten. Akif; aynı yaşta olmamıza rağmen boyu benim yarım kadardı. altı yaşlarında falandık. Sanki küçük kardeşimmiş gibi elinden tutup ona çikolata falan alırdım. Akif de öğretmen olacakmış. Ha bir de, muhabbet kuşumuzdu.
+Nazlı hanım cv alımını durdurun, son gelenleri bana mailleyin.
-tamam lufian bey hemen gönderiyorum.
---
yaklaşık otuz beş kırk cv vakit dar ama iş etiği hepsinin incelenmesi gerek. neyse şu şuradan şunun şöyle deneyimi şunun şusu bunun busu derken son kalan üç beş cv içinde ilkokul arkadaşım varmış ya la. hiçbir iletişim kanalı vs yoktu ama işe bak sevinsem mi uzulsem mi bilemedim. çok parlak kabarık cvsi yoktu ama fena da değildi. ama daha sağlam cv ler vardı. neyse elemek zorunda kaldım maalesef ama cv sini ona uygun başka yerlere iletmeyi de ihmal etmedim. şuan sevdiği güzel bir işi var. evlenmiş üstelik. bunları da şuan pazar yemeğini beraber yerken ona bakarak yazıyorum*