Iki tanesi evleniyor bu yaz. Biri utanmadan çeyizlerinin resmini çekip facebook a koymuş, arada da atarlı sözler yazıp nişanlısına sataşıyor. Böyle olcaksa evde kalayım daha iyi.
bu başlık evrenin bize '' yaşıtların bir bir evleniyor sen ne zaman evleneceksin '' deme şeklidir. geçenlere kuaföre gittim. ilkokul arkadaşım da çalışıyordu bu kuaförde. neyse işte kız eskişehire gidicem ; orada açıcam bi kuaför dedi. içimden her şey okumak değil yaee hayat bi şekilde yoluna girer diye düşündüm o an ; hatta hala öğrenci olduğum için içim burkuldu. sevgilisi de varmış ondan bahsetti babasının galerisi varmış. dedim tamam bu kız daha ne istiyor. neyse işte bir ay sonra yine gittim ve de ne derse beğenirsiniz. nişanlanmış. üstelik o bahsettiği sevgilisiyle değil çalıştığı kuaförün sahibi aynı zamanda amcasının oğlu olan şahsiyetle. üstelik kendisinden 10 yaş büyük bu amcaoğlu. benim ağzım açık dinliyorum bi anda '' ee tabi hemen bebek yapmazsınız dedim daha erken '' diye cümlemi toparlamaya giderken kız atlamasın mı '' ben çocukları çok seviyorum hemen yapıcam'' diye. ben zaten artık kendimi yitirmiş durumdaydım. neyse işte okumak iyidir iyi.
hayatta ne kadar başarısız ve geride olduğunun bir kanıtıdır. işlerini ellerine almış, geleceğe umutla ve mutlulukla bakan insanları gördükçe haline üzülürsün.
yalnız kaldığınızın habercisidir. çocukluk arkadaşlarınız evlenirken, eğer siz evliliğin yanından bile geçemeyecek durumdaysanız, bütün ortak konuşmalarınız yavaş yavaş bitecektir. Öncelikle düğün zamanı, evlilikten, çeyizden, ailelerden konular açılmaya başlar, evlendikten sonra, görüşmeleriniz iyice azalır, görüştüğünüzde ev işlerinden, eşinden konuşmaya başlarsınız, birde çocuk olursa arkadaşınızla konuşmaya ortam bulamayacak duruma gelirsiniz. taa ki sizde evlenene ve çocuk sahibi olana dek.
çocukluk arkadaşlarının düştüğü hataya düşmemesi gereken kişidir.
not:bekarlık sultanlıktır. 2 yıl sonra çocuk olunca görün siz onalrı. sorumluluklar 4 katına çıkar. kendinizle ilgili hiç özeliniz kalamz. hayatınız çocuga endekslenir. ve artık sizin hayatınız yoktur. bekar kalın millet.
koşuyorsun doludizgin, bir an bir solukluk duruyorsun; bakıyorsun etrafına herkes evlenmiş, afallıyorsun ama koşuyorsun yine de koşuyorsun doludizgin, bir an bir duralıyorsun bir solukluk mola veriyorsun her şeye; bakıyorsun herkes çoluk çocuğa karışmış, afallıyorsun yine tuhaf bir yalnızlık sarıyor bedenini ama koşmaya devam, yapacak onca iş var, toplantılar, mesailer, yalnızlık, koşuyorsun durduraksız, yoruluyorsun bir mola diyorsun kafanı kaldırıp evrakların arasından; posta kutusunda hafta sonu yapılacak sünnete bir çağrı buluyorsun, duruyorsun affallıyorsun, topallıyorsun ama koşuyorsun yine koşuyorsun engelli koşuda koşan toy taylar misali; sünnet olan çocuklar da evleniyor, sen yine yalnız kalıyorsun, üstelik koşamıyorsun da artık, bir bastonun var yalnızlığını dağıtan, sen ne sayarsan say.
küçük altınların birer birer göte kaçması durumudur. bir an önce o arkadaşların statüsüne girmek lazım diye düşünüyorum. bekarlık sultanlık mı rezillik mi?
küçükken aile büyüklerinin düğünlere gitmesine anlam veremeyen ebeveynlerin sen de gel ısrarına isyanla karşı çıkan ergenin büyüyünce ailesinin bu davranışlarını anlayıp seve seve arkadaşlarının düğünlerine gitmesi gerçekten büyümenin en güzel emarelerinden biridir.
kisi bekarsa feci koyan hadisedir. hele ki yarin kücüklük arkadasinin kina gecesi varsa ve evlendiginde sana uzak bir sehirde yasayacaksa koymasin da görelim. ***
ve geriye tek bekar olarak senin kalman içten içe yüreğinin kanamasına neden olur ve yine içten içe bu kanayan yarayı ağlayarak iyileştirmeye çalışırsın.