insana gerçektende büyüdüğünü hissettiren, artık o eskiden mahalle köşelerinde saklambaç oynadığınız arkadaşlarınızın, o eski ahmet, o eski hülya, o eski murat, o eski piç ali olmadığını farkettiğiniz andır. gerçi okuldu, işti vb. dağılırsınız başka başka diyarlara. facebook denen zımbırtı sayesinde öğrenirsiniz arkadaşlarınızın çoğu evlenmiş, hatta bazılarının çocuğu bile olmuş. geçenlerde ortaokulda sırılsıklam aşık olduğum kızı elinde bebeğiyle gördüm. içim burkuldu sözlük. yutkunamadım..
+alo?
-alo meraba zeynep
+meraba. da?
-benim ya ben beyza
+ha beyza ya tamam tanidim, disardan cok ses geliyor da o yuzden cikaramadim (beyaz yalan) nasilsin kiz, napiyosun aramiyon bayadir zaten gorusemiyoruz da nasilsin lan anlat.
-ya nolsun telefon almisin sonunda birakmisin telefonsuz yasicam sacmaligini bi arim dedim hem haber veririm falan
+ne haberi noldu?
-ya dugun var bizim nisanin besinde
+kimin dugunu kiz?
-benim ya, benle fatihin iste. ona cagiracaktim seni.
+ciddi misin kizim sen? yeni duyuyorum vallahi
-evet zaten yeni karar verdik oyle cok buyuk bisi yapmicaz. hem baksana seyhan da evlenmis biliyo musun. bi de eda vardi ya.
+dur dur. seyhan evlenmis mi? oha lan bizim seyhan mi o?
-evet ben de sasirdim bi iki ay oldu hatta.
+vay be.. ee eda?
-eda da 2. cocuguna hamile
+oha. yani hayirli olsun ama kizim daha yasi kac ki birincisinin ne cabuk oyle/?
-ne bilim ben ya, ya zeynepcim ben yoldaydim da simdi iniyorum ararim aksama iyice konusuruz tamam mi?
+tamam gorusuruz.
telefonu kapattim. mahalleden arkadas grubumuz vardi, onlarin hepsi evlenmis. haberini aldim. siz cocukluk arkadasimsiniz yapmayin boyle seyler diyemedim tabi. buyudun olum artik, yaslandin, kacarin yok, zaman geciyor, cocukluk yok artik naber? diye suratima siritan aptal dusunceleri attiktan sonra dugunde ne giysem diye dolabima bakiyorum. acmadan dolabi ayna cikiyor karsima, naber moruk diyor. kaldin mi yalniz ha? seyhan evlenmis lan hani kasar diye kucukken dalga gectigin kiz. o bile evlenmis haha. eda varya eda, cocugu olmus. annen gibi yani. artik arkadaslarin anne senin. artik arkadaslarin cocuk degil. cunku yaslaniyosun kizim. kalir iste boyle bogazinda.
onlarla sohbet konularının da artık değiştiği anlamına gelir. bir araya geldiğinizde artık çocuklarından ya da eşlerinden konuşmaktan başka bir şey paylaşamazsınız.
günlerden bir gün bizim sitenin önünde taklıyoduk öylesine. yanımızda da bakkal var. birden ilkokul arkadaşımı gördüm bakkala geliyordu. tabi ben üniversiteye girmişim çok cool um filan.(arkadaş ve ben).
b-oo gökhan napıyon yaa? görüşmeyeli çok oldu.
a-iyidir burak napayım ya çalışıyom.
b-iyimiş nerde çalışıyon.
a-gümrükte.
b-iyi hadi hayırlı olsun.ee nasıl gidiyo hayat?
a-iyi nolsun işte evlendik filan ev geçindiriyoz.(bu arkadaş aynı zaman da sınıfın en kısa ve tıknaz çocuğuydu)
b-oha sen mi evlendin. olum bi durup bi nefes alsaydın bu ne acele.
a-olum hayatımın kızıyla karşılaştım.
b-iyi hadi yolunuz açık olsun, hayırlı olsun.
a-sağol hadi görüşürüz.
dedi ve gitti. arkasından bir yarım saat kendimi toparlayamadım ama değişik bir duyguydu.
yaşa bağlı olarak çeşitli psikolojik etkileri olabilir.
eğer liseden mezun olduktan sonra yüksek öğrenim dahi olmadan hemen evlendiyse * sadece acır, vah yazık dersiniz *.
ama işinizi gücünüzü elinize alıp yaş kemale erdiği halde hala evlenemeyip bir de eski arkadaşlarınızın birer birer nikah davetiyelerini elinize tutuşturmaları, hayatınızı yeniden gözden geçirmenize neden olabilir.
bu yaza 3 tane düğün var örneğim ama hiçbirine gitmeyeceğim. Bazı insanlar bir kurum olarak evliliğe karşı duruyor olabiliyorlar saygı duyulmalı. 40 yaşında olup Ben yanlız yaşayacağım büyüyünce bohem olucam diyen var arkadaş.
aynı mahallenin çocukları, sokakta berbaer oynayarak büyümüşsünüzdür.. bahar gelince kiraz ağaçlarına erkek olanlar dalarken, kız olanlar aşağıda gözcülük yapar. bakkala borç yaparsınız beraber. yakantop, istop oynarsınız.. sonra aileler taşınır, mahalleler değişir. kimiyle bağlar kopmaz, kimi karışır gider.
büyürsünüz kaygılar büyür, sorumluluklar büyür, beklentiler büyür, dertler büyür. etrafınızdaki arkadaşlarınızın hayatlarına birileri girer. birilerini sahiplenirler, birilerinin olurlar. zaman akıp giderken onlar ilişkilerini derinleştirirler.. sözdü, nişandı, düğündü.. siz bu organizasyonların her birinde 'davetli' olarak bulunursunuz sadece. yıllar önce kısa şortuyla kiraz toplayan arkadaşınız bir ailenin babası olmuştur. barbi bebeklerle beraber oynadığınız küçük kız ise belki kendi çocuğuyla oynamaktadır şimdilerde.. daha önceden düşünmediğiniz şeyleri başlarsınız düşünmeye.. içten içe bir yalnızlık korkusu başlar.. bir gün gözünüzü bir açarsınız, yaşınız artık 25-26lardadır, hayatta sahip olduğunuz, tutunduğunuz kimse yoktur sizin.. etrafınızdakiler birer ikişer evlenirken, kök salarken, çoluk çocuğa karışırken siz yaşlanma ve yalnızlık korkusunu iliklerinize kadar hissedersiniz.. nahoş!
ıssız adaya düşüp birer birer ölmek gibidir. yani kısaca korku filmi gibidir. yavaş yavaş teker teker kaybedersin. bir bakmışsın tek başınasın. sonra anlarsın hayatın ne demek olduğunu, büyümenin ne demek olduğunu.