ilköğretim yedinci sınıf öğrencileri arasında, hali hazırda, en sevdiği çizgifilm kahramanından bahseden bir kompozisyon yazması istendiğinde ** ''hayalet kesbir'' yazan öğrenciler bulunan bir ülkede, öncelikleri neye göre, nasıl algılıyorlar, sıraya koyuyorlar deli gibi merak ettiren gerizekalıca cümle.. ne namaz ne bale.. okumayı yazmayı öğretin şu çocuklara önce! *
esasında bir yönden de tebrik edilesi bir laf etmiştir bu bayan. en azından bazıları gibi kıvırtarak din düşmanlığı yapmamış. açık ve net olarak fikrini belirtmiş. demokraside hoşa gitmeyen fikirlere de tahammül edilmeli. kendini bilen, inancını anlayan, aklı başında insan zaten bu saçmalığı ciddiye bile almamalı. bir de insan düşünmeden edemiyor. ulan namaza karşısın anladık ta, neden bale?
Gerici ve takkıyeci zihniyetlerin anlayamayacağı, sadece başlık üzerinden yorum yapabileceği, tebrik edilesi, tam bir cumhuriyetçi düşünce sistemi dedirtesi tümce.
"gençlik orkestrasını yöneten kişinin adı muhammed, düşünebiliyor musunuz böyle bir ironiyi?" diyen bir çok hücrelili canlının söylediği göz önüne alınırsa, normal karşılanması gereken öneridir.
bale ile namazsın arasındaki bağlantıyı kuramadığım, cümlenin de, söylenenin de boş olduğunu anladığım gereksiz beyan.bari çocuklarımız sigara içmesin, alkol kullanmasın, gelsinler bale yapsın der insan.aklına sıçıyım böyle insanın ben.aklının tam ortasına hem de.
eğer gerçekten böyle bir hadise vücuda gelmişse söylenebilecek tek akil kelime olan ve olmuş olduğuna inanmak istemediğim hadisedir: (bkz: saçmalık) ha bu saçma demeç sözlükteki belli bir kesime malzeme olacak mıdır? Elbette olacaktır ama bu söylenenlerin saçma olduğunu engelleyecek bir faktör de değildir. Zira söylenenler, ne görüşte olursa olsun herkes için mesnetsiz iddialar olmaktan öteye gidemeyecektir.
Ayrıca aynı şahsın bu mesnetsiz iddiasından sonra Türkiye'deki ayrımcılığa parmak bastığı laflar yerindedir, lakin bu namaz konusundaki tezi dayanaksız ve anlamsızdır.
yok ya, bu kelamı edenin insan olduğunu, en azından o kellenin içinde insan beyni taşıdığına inanamıyorum.
arkadaşım, ne istiyorsunsun müslümanlardan?* adam kendi kendine ibadetini yapıyor, namazını kılıyor, duasını ediyor. sana ne zararı var?
hadi anladım müslümanlara gıcıksın. iyi güzel. ama böyle saçmasalak bir lafı hangi cesaretle, akılla, fikirle söylersin?
hem sanane insanların ne yapacağından. ister namaz kılar, ister bale yapar, ister sevişir. şimdi sen böyle konuşarak neden insanların fikrine yırtık dondan çıkar gibi müdahale ediyorsun?
bir zamanlar böyle kendini bilmez bir adam vardi. gitti insanların hızla provake olacağını bildiği bir şehre ve orada hz. muhammed' in eşlerinden bir tanesine fahişe dedi. sonra oradaki halk bunu kendilerine yapılmış bir hakaret olarak gördü, sinirlerinin kurbanı oldu ve adamın olduğu oteli ateşe verdi...
o günden beri iç anadoludaki bu şehrimizin adı nerede duyulsa birileri yobaz memleketi diye kestirip atıyor...
böyle ahmaklar mikrofonları ellerinde tutup bu halkı kışkırttıkça bizim daha çok yobaz memleketlerimiz olur...
--spoiler--
Saylan şunları söyledi: "insanlar okuma yazma bilmesin ki parmak bassınlar. Seçim kâğıtları at, eşek, arı ve kuşlarla dolu. Bilinir ki okuma yazma bilmeyen çoğunluktadır ve onlar ancak parmak basarak oy verirler. Onların ağaları, tarikat reisleri çağırır ve biz ata, eşeğe, arıya ya da kuşa oy vereceğiz derler. Böyle bir topluluk nasıl kalkınır? Böyle bir topluluk cahil bırakılmıştır. Bizi yönlendirmek isteyenlere, bizi koyun sananlara karşı dikkatli olalım. Bu ülkedeki insanları siyah-beyaz diye ayırmak, vatansever veya vatan sevmeyen hain diye ayırmak kimin haddine'"
--spoiler--
oturduğu yerden ülkemin her karı$ını takip edebilen bir bünyeye sahip ki$i cümleleridir.
sevindirici bir gelişmedir. en azından maskelerini teker teker çıkarıyorlar. "çağdaşlık" böyle bir şey bizim ülkemizde. bu kurum bir arkadaşıma bir burs veriyordu, her hafta toplantılara katılması mecburiydi, yapılan bu toplantılarda resmen dine küfür edildiğini görünce çıktı oradan. "sıçarım vereceğiniz bursa" dedi. onurlu bir çocuktu, ihtiyacı olmasına rağmen dinine hakaret edildiği için ayda yüz milyonu bir kenara atmıştı. değerlerine bağlıydı.
maalesef bu tür insanlar azalıyor. millet üç beş kuruşa benliğini satar olmuş. gençler haftada yüz dolara din değiştirir olmuş, soyumuza küfredenler baş tacı edilip, yurtdışında ödüllere boğulmuş. milleti satanlar da başımıza aydın olmuş.
ben bu çarkın içine zıçarım arkadaş. böyle embesillerin zihniyetine te...
türkiye deki bir sivil toplum örgütü baskani ki basinda cagdas yasam bulunmaktadir,görüsünü aciklamistir.bu ülkenin cocuklarinin kafalari ermeden kuran kurslarina gönderilmeleri yerine,sanat yapmalarini yaratici olmalarini söylemistir.namaz boktur,pistir aman kilmayin dememmistir.senin ona lagim kokan agiz,yada türkan saylan in anuna koyalim gibi sözler söyleme hakkin varsa onunda ister dogru(sana göre)ister yanlis söz söyleme hakki vardir.
insanda " ben cocuguma namaz da kıldırmam , bale de yaptırmam.. bale yapıp ibne mi olucak" hissi uyandıran , ayrıca islamı asagılama sezdiren laf kümesi..
başından değil, kıçından anlaşılan sözdür. e kıçlar "baş" olunca, halktan da anlayış bu şekilde beklenir.
hayır o bok attıkları sayın türkan saylan'ın ne gibi işlere imza attığını bilirler mi acaba? düşüncelerinin yüzeysel olmadığını... konuşmasında kurduğu sadece bir cümleyi çekip de o laf üzerinden saymadıkları, sövmedikleri kalmayan bu insanın, insanlığa yaptıklarını, kazandırdıklarını bilirler mi? onun yaptıklarının %1'ini kendileri ya da savundukları düşüncenin başındaki insanlar yapabilmiş midir?
hayır ben de azıcık göz atsam ,örneğin, hz. muhammedin konuşmalarına; içinde sadece bir cümle çekip onu bildiğim gibi çekiştirir; saçma sapan bir yorumla ona buna söven bir söylem haline getirebilirim.
bir de merak ediyorum buraya sayfalarca entry döşeyen sevgili yazarlarımızın kaçı verilen linkteki yazıya göz attı? türkan saylan'ın aslında anlatmak istediği şeyler o yazıda küçük de olsa açıklanmıştır.
tabii, yazının kaynağı olarak namaz* gazetesi verilmiş. şu durumda o yazının da nasıl kaleme alındığını anlamak pek güç değil.
lafı söyleyen çekinmeden dile getirmiş, savunması da başkalarına düşmüş anlaşılan. bilmeyenler için söyleyeyim bu sözler ne ilktir ne de sondur. bu dernekte sık sık bu tür sözler söylenmektedir. tabi takip eden bilir. milliyet ve sabah ta göremezsiniz o haberleri.
hanımefendi ağzındaki baklayı çıkarıp kinini kustu bakalım ne kadar ödenek alacak...
bir kez daha söylemezsem rahat edemeyeceğim; zıçarım böyle zihniyete...
türkan saylan'ın aslında söylediği cümle bile tam olarak alınmadan açılmış bir başlıktır. orada söylenen "çocuklarımızın sıraların üzerinde namaz kılması yerine bale yapmasını istiyoruz, inancın insanların iç dünyasında saklı olmasını istiyoruz."
anlamak isteyen, anlamak için okuyan aslında gayet rahat ne demek istediğini anlayabilir ama öncelikle saçmasapan önyargılardan arınmış ve türkan saylan'ı birazcık tanıyor olmak gerekiyor tabii.
"namaz kılmak", "bale yapmak" terimleri sadece birer örnektir. ve önemli olan dini sömürü seviyesinde uluorta yapmaktansa çocukların kendilerini geliştirmesine yardımcı olabilmektir. çünkü namaz evinde kendi kendine de öğrenilip uygulanabilecek bir ibadettir, annemizden babamızdan, hiç olmadı bir namaz hocasından yol yordam öğrenilebilir. gerekli olan bilinmeyeni, duyulmayanı, anlaşılmayanı anlatıp çocukların ufkunu genişletmeye çalışmaktır.
hem zaten buralarda oğlu ibne olur diye bale yapmasın isteyenler varsa onlar zahmet edip namaz da kıldırmasın. onun öğreteceği islamdan da kimseye hayır gelmez çünkü.
çocuklarımızın namaz kılmak yerine bale yapması çağdaşlık yolunda atılmış büyük bir adımdır ancak yeterli değildir. bununla birlikte ezan yerine günde beş vakit opera yayını yapılmalı yayını müteakip yaşlılarımız eşleriyle * meydanlarda, sokaklarda evlerinde kısacası boş buldukları her yerde tango, salsa, chacha, lambada * yapmalıdır. bunları gerçekleştirirsek emin olun çağdaşlığın dibine vurur, kıçımızı aya değdiririz.
(bkz: çağdaşlığın 5 şartı)
