Çocuklar doğuştan oyuncudur hayal dünyaları çok geniştir. Onlarla oyun oynamak çok zevkli. Pek fazla çocuğun kalbini eğledim, onları hiç reddetmem ve saatlerce oyun oynayabilirim.
Çikolatasına gofretine taş kağıt makas oynamayı çok severim. Beni hep yenerler.
Dünyadan uzaklaşıp hayaller alemine gidiyorum. Çocukların saflığı ve masumluğuyla tüm derdimi unutuyorum. Oyun bitip onlar gidince avazım çıktığı kadar ağlayasım geliyor. Sonra oturup onlarla oynadığım anları düşünüp mutlu oluyorum. Böyle bir döngü işte bambaşka his
minnak minnak boş fincanlardaki yalancıktan kahveyi hüplete hüplete içip, " mmmm, ellerine sağlık" demektir.
Hatta, biraz daha alabilir miyim dersiniz.
Yetmez, bir de üstüne plastik kurabiyelerin tarifini istersiniz filan...
Çok zevklidir. Genelde minik 2 kuzeni ve kardeşimi alır parkta top oynarız. Park dönüşü de dondurmalar benden. Çok sevinirler yavrucaklar. Yarim saatte mutlu edebilirsiniz çocukları, çok da zevklidir.
çocuk, bez bebeğiyle oynarken, bir yandan da neleri yapıp neleri yapmaması gerektiğini öğrenmiş olur. bez bebeğine canlıymış gibi davranan, ona gerçek hayattakilere benzer roller biçen çocuk, böylece bebeğinin hayali bir eyleminin sonucunda annesinden gelen tepkiye göre hangi eyleminin ödül; hangi eyleminin ceza getireceğini öğrenmiş olur.
hukuk sosyolojisinde, bez bebek teoremi olarak geçer. kendi yazdıklarımdan sıpoylır vermek nasıl bir manyaklıktır lan. özetle, çocuk, oyun falan deyip geçmeyin.
yorucu bir iş gününden sonra zihinsel olarak rahatlamaya bedenen bitmeye neden olan aktivitedir. fiziksel olarak en az aktivite içereni tercih edilesidir. bu bağlamda karşıdaki veledi kandırmak için şöyle bir yol izlenebilir:
adelaide: sıpacığım şimdi senle yeni bir oyun oynayacağız, ama bu çok özel bir oyun, istemezsen oynamayabiliriz..
sıpa heyecanlanır ve tabiki oynamak ister,
adelaide: şimdi ben çimento kamyonu olacağım, oley dimi, bence de oley. şimdi ben şuraya oturayım şöyle ohhh (teyze yayılır) şimdi şu sopayı tutacağım ben, sen de tut aferim, şimdi dön benim etrafımda, sen sopayı tutup dönerkeeen kamyondaki çimentolar da karışacaklar (teyze popo büyütürken sıpa 45 dakika boyunca çimento kamyonu ile oynar)
arada teyze fedakarlık yapar ve bağdaş kurma durumundan ayaklarını açıp kapatır, bu da oyunu zorlaştırıp kolaylaştırmak gibi farklı tadlar katmak için gerekmektedir.
çocuklarla oyun oynamak, onların hayal dünyasına girebilmek için çalışmaktır. bu bağlamda onlarla iletişim kurmak, ciddi düş gücü ister. oyun uzun sürdüğünde başınızın ağrıması ya da gözlerinizin yorulması beynin kendini zorlamasındandır.
bazen eğlenceli olabilen bazen de ortamı terk etmek için fırsat kollanabilen bir eylemdir.
bir gün komşunun çocuğuyla oynuyorum:
-aa bödö abi hadi araba oynayalım.
-tamam bıdı oynayalım.
-tamam yarış yapalım arabalarla...
-tamam bıdıcım başla hadi.
arabalarımızı kurarız ve parkeye bırakırız... benim araba bıdı'nın arabasını geçer. bıdı ağlamaya başlar ve sinirlidir.
-auaaaa geçtin beni, geçtin işte auaaa...
-tamam bıdı bi daha oynayalım bu sefer bak sen yenceksin, bak gör.
-hayır, hayır işte gene geççeksin beni höüaaa... (bıdı kızgın kızgın bödö abisine bakıyodur.)
-tamam ama kızma bıdıcım bunda kızılacak ağlanıcak bişey yok ki..
ve bıdı aldırmaz, içindeki intikam duygusu beynine çoktan yerleşmiştir bile... işaret parmağını burnunun derinliklerine sokar ve kendisine en uygun bulduğu sümük parçasını bulur sonra da bödö abisinin üstüne doğru gelmeye başlar.
tarifi imkansiz masum anlar..
en yakin arkada$in 4 ya$indaki kizi, nilsem ile saklambac oynamaya karar vermi$izdir. bizim evdeyiz..
b: hadi nilsemcim, ben 10´a kadar sayiyorum, gözlerimi de kapatiyorum bak, hadi sen saklan ben seni bulmaya cali$icam!
n: ama ojomo apla, ben nereye saklanicam ki, ama bilmem ki?? (üzgün bir baki$)
b: bak nilsem $uraya saklanabilirsin mesela (bir yer gösteririm)
n: timaam. (rahatlar ve gülümser)
tabiki gösterdigim yere saklanir, ben görmemezlikden gelirim, hanimi$ hanimi$*.. sonra bulurum ve nilsem "aaa buldun" diye ciglik atar. *
ilk basta sıkıntılı bır sekılde baslanan bır zaman sonra bır cocuk gıbı kanter ıcınde kosturulan eve gıtmıycem nıdalarıyla devam eden, sonradan cocuk olmadıgınız aklınıza gelıp sorumlulugnuzdaki oyun arkadasınızla ayrılacagınız aktivitedir.
yapılabilecek en eğlenceli işlerden birisidir. en son kuzenin he_man ben de she_ra olmuştum. gerçi sonra baya bi yoruluo insan ama olsun eğlenceli yinede.
eğer çocukların yakınları (abla,teyze,hala) ile iletişim kurulmasına yarıyacaksa yapılası bir eylemdir.yoksa elin veletleri için şebeklik yapmaya gerenk yoktur.
iplerin sürekli sizin elinizde olması ve gerektiğinde emir cümleleri kurmanız gereken itişip-kakışma eylemidir.zira çocuktur, ona bir adım yaklaştığınızda bırakın yanınıza gelmeyi tepenize çıkar.
Acayip eğlenceli,mutlaka yapılması gereken eylem.Onlarla oyun oynarken hayatın ve insanların hem ne kadar masum,hem de ne kadar acımasız olduğu görülebilir ve bu 'özellikle' yetişkinler için,hayata dair önemli bir hatırlatmadır.