Oğlum iki buçuk yaşında; Gece işkembeciye gittik. Eve dönerken yol boyunca "işkenceciyi Özlücem" diye ağlamıştı sırf eve gidip uyumamak için. Hiç unutamıyorum o geceyi.
Tuvaleti gelen oğlumu, tuvalet adaptörünü yerleştirip, klozete oturttum. Altındaki tüm giysileri çıkardım. Giysileri salona bırakmak için koştum. "Anne böcek var!" Diye bağırdı ardımdan . Küçük bir böcektir diye düşünerek gittim. Nerede? Dedim. Korku filmlerinde hayaletin yerini gösteren çocuk gibi korkuyla kapının arkasını işaret etti. Bir baktım dana kadar kara fatma. Zaten böcek fobim var. Terliğimi çıkardım tam vurucam kapının arasına saklandı akıllı yaratık. Neyse çok tiksinerek öldürdüm böceği. Üzerine bolca tuvalet kağıdı attım, sonra buzdolabı poşeti alıp o şekilde çöpe attım öyle huylanırım, dokunamam.
Sonra laf lafı açtı. Nereden girmiş olabilir? Düşünüyoruz. "Küvetten gelmiştir anne" dedi. "Olabilir" dedim.
"Yarın baban evdeyken ilaçlasın sonra yukarı kaçarız seninle " dedim :
- şimdi ilaçlayalım şimdi. ilaç var bende.
+ ne ilacı var sende?
- calpol'üm var ya çilekli?
+ (yarıldım) yok anneciğim öyle ilaç değil zehirleyeceğiz böcekleri.
- ( anlamadı ama onay verme manasında sustu)
yiğenime abi demeyi öğrendikten sonra, ablamın bana neden abi demediği için uyarması sonrası oturduk anlattık. benim büyük olmadığımı ve öyle göstediğimi söyledik. cevap olarak;
yiğenim: tamam, inanacağım mecbur ama sonradan değiştirmek yok.
Genelde komik olmayan diyaloglardır ama çocuğun yakınlarına; çocuğun yaptığı en sıradan şey, söylediği basit bir söz bile çok sevimli, komik, zekice gelir.
Bir de heyecanlı heyecanlı anlatırlar ve sizin de gülüp şasırmanızı beklerler.
+en sevdigin yemek ne.
- butun yemekler.ama ev sevdigim makarna.
+ ev sevdigin ?
- ev sevdigim makarna diyorum.
+ ev sevdigin peki.
+ sana ne hediye alayim.
- ustunde "minç" olan "koputu" ve kapilari acilan cop arabasi.
yaninda da kepcesi olan bir kamyon yapisik olsun.onun yaninda yapisik baska bir is makinasi.
ust uste olandan alma eve sigmaz.
yanlara dogru yapisik olsunlar.
6 yaşındaki kuzenim toprak'ı ziyarete gittim dayımlara.
beni çok seviyor zilli.
b for abim geldi de, o geldi diye hemen gidp annesinin topuklu ayakkabılarını
giyiniyor.
dudağı hariç tüm yüzüne ruj sürüp geliyor.
ben normalde çocuk sevmem ama bu başka be !ölüyorum zırtapoza.
neyse gittim geçen.
yine gidip hazırlandı geldi.
yengem de şakasına
+toprak kızım, b for abin evlenicek yakında.
-yalan söylüyorsun yalan işte !
+evleniyor musun ''b for'' dedi zilli...
-abiye n'oldu kız ! adımı söylüyorsun ayıp
+evlenme sen.annemle babam evlendi her gün kavga ediyorlar.
-ahahah bitanem onlar şakalaşıyorlar kavga değil.
+hayır kavga ediyorlar geçen babam anneme seninle evlendiğim güne sıçayım dedi.
yengeme baktım direk !
-yenge doğru mu ya dayım dedi mi öyle bir şey ?!
+sorma bu aralar aramız limon
-ben konuşurum onla şirketten dolayı gergindir o.
bu zilli yine araya girdi.
+bak b forcuğum evlenenler hepisefer kavga ediyor.! ( bforcuğum 'cuğum' diyor ha bir de )
hepisefer dedi lan yerim onu eşşoleşek.
neyse dayım hakediyor bu aralar. ****
-
diyalog ortamı nedeniyle rezil olduğum bir diyalogdur. sevimli mi sevimli, küçük bir kız çocuğuyla konu komşu ve aile ortamı içerisinde geçmiştir. ama itiraf ederim ki hayatımın en komik en çarpıcı diyaloglarından birisidir.
ortam sıcak ve kalabalık bir aile ortamıydı. henüz dört yaşına girmemiş sevimli bir kız çocuğu bulunduğumuz ortama neşe katıyordu. herkesin ilgi odağı olmuş; sevimli bir kedi yavrusu gibi yaramazlık yapıyordu. bir ara bana da dalaştı. dört yaşına yaklaşmasına rağmen altı halen bezlenip paketleniyordu. annesinin söylediğine göre de bu alışkanlığını terk etmede inat ediyormuş.
ben: ''artık büyüdün, bebek değilsin, bezlenip paketlenme !'' diye küçük kıza çıkıştım. keşke bunları demez olaydım. onca kalabalığın içinde bağırarak bana dersimi verdi: '' niyeee, ablam da orkid ile paketleniyor ama.. !'' dedi. o an ortalığa bir sessizlik çöktü, herkes sus pus oldu. odada yüzü kızarmayan tek kişi bu küçük cadının kendisiydi; üstelikte sırıtıyordu. ben kimsenin yüzüne bakamadım. gülmemek için kendimi zor tuttum. saçma sapan bir mazeret uydurup kendimi sokağa attım. bunu yapmasaydım o kalabalığın içinde kendimi tutamayıp gülmekten çatlayacaktım.
diyaloğun öncesinde ne oldu bilmiyorum ama sanirim en can alici bölümüne şahit oldum. konuşma bir anneyle 4-5 yaşlarında sarişin bi velet arasında geçiyor.
.....
anne: hah hah hah ilahi çocuk öldürürsün sen insani
çocuk: öldürürüm tabi gebertirim ben adami
dayımların evinde fare vardı. Fare olduğunu dayım söyledi bize. (Dayımın 4 yaşındaki kızı: a, ben: b)
ufaklık hikaye anlatacak ışık kapansın istiyor.
B: ışık açık kalsın bak fare varmış.
A: hayır yok, babam saçmalıyor.
tuvaleti gelen defneyi tuvalete götürmek bize düşer ve dönüşte şunlar geçer arada..
-nzcmrnz sen annem olsana
-defnecim annen var ya senin onu ne yapacağız?
-eskidi o yeni alalım seni bana anne diye yeni baba da alırız bana prenses elbisesi almıyolar onlar..
bir gün afacan erkek kardeşim annem ben pazar alışverişine çıktık. bizden ilerde ilerde gidiyor bu bir ara gözden kayboldu.
biz nerde dıye telaslanmaya baslamıstık, bir de döndüm ki bir iç çamaşırcı tezgahının onunde bas bas bağırmaya basladı:
+ kdkc bak memelik var burda sana göre. senin dolabında da memelik vardı ben gordum. *
ailecek arabayla seyir halindeyiz. aşırı hiperaktif bir erkek kardeşim var. arabada da bir türlü eli ayağı rahat durmaz.
sonra köprüden geçerken babam artık dayanamaz:
+ oğlum bir rahat dur bak atarım seni şimdi köprüden
- atarsan at orospu çok da umrumdaydı.