2 sokak ötede yaşları 7-11 yaş arası 4 tane yeğen oturuyor.
Evlerinin önünden geçerken beni gördüler.
Dayı diye gelip sarıldılar. Hadi size dondurma alayım dedim. Yanlarında oyun oynayan aynı yaşlarda arkadaşlarına dönüp en ufak yeğen "biz dondurma almaya gidiyoruz, birazdan geliriz" diye arkadaşlarına seslendi.
Çocuklar tamam dedi.
Ben arkadaşlarını da çağır onlara da dondurma alalım dedim.
5 yaşında olan kız yeğen dayı senin paran biter sonra demez mi?
Gülsem mi ağlasam mı şaşırdım.
Binada ve sokakta arkadaş grubu olan çocukları toplayıp bakkala götürdüm.
12 çocuğun hepsine Magnum dondurma aldım, birer tane de annelerinize götürün dedim.
Dün biri 7 biri 5 yaşındaki iki kuzenime baktım. Bir ara müzik açıp dinledik. 7 yaşındaki Sezen Aksu’nun ‘manifesto’ şarkısını bulunca dinlemek istedi. 5 yaşındaki ise şarkının adını anlamakla meşguldü o sıra.
5: fanifest ne demek?
7: fanifest değil; manifesto
5: fa-ni-fest ne?
7: ma-ni-fes-to
5: ben de onu diyorum, o ne?
st: bir grubun kendisini tanıtmak için yazdığı bildiri.
5: neyse ben zaten zürgar * da diyemiyorum.
st: o ne acaba çok merak ettim şu an.
5: 6’nın (başka bir kuzenimiz) sınıf arkadaşı. Adı zürgar.
eşim, kızım (9 yaşında) ve oğlum (5 yaşında) arasında geçen bir diyalog:
eşim: bugün cavidan geliyormuş
kızım: cavidan teyze mi geliyormuş?
eşim: evet kızım, cavidan teyze geliyormuş
oğlum: anne camiden hangi teyze geliyormuş?
Annem bugün bir mutfak işine yardımcı olmak için karşı komşuya geçti. Komşumuzun kardeşi ve iki çocuğu da misafir olarak gelmiş. Kapının açık oluşunu fırsat bilen karşı komşumuzun küçük oğlu da bizim eve geçmiş. Gelen çocukların küçüğü de kendi kapılarında mantar kadar boyuyla ağzında emzikle bekçilik ediyor. Pıt pıt ayak seslerini duyunca sessizce 'kim geldi' diye bakmaya gittim. Ufaklığı kendi evine geçerken 'Salonda kimsecikley yok...' derken yakaladım. Önce beni görmedi, kuzeni eliyle beni gösterince direkt "kaysı komsucuğum şace salona baktım kimse yoktu. Hiç biy şey göyemedim" dedi. Ne görmeyi umuyordu acaba?
Buraya yazdığım çoğu diyalog onunla ve kendisi şu an misafirim. Evvelsi gün arabada giderken başını koluma yasladı ve şu cümleyi kurdu.
"Sen de beni güsel seviyorsun ha..."
(3 dakika sonra)
K: sarı, ben sana yakında abla diyeceğim. annene de teyze.
S: ne kadar yakında?
A: pek yakında mı?
K: hı hı...
B: peki bana ne diyeceksin?
K: sen benim neyim oluyorsun ki?
S: enişten. Ben de dedene enişte diyorum ya. Aynen öyle.
K: ben ona enişte demem canım erişte çeker. dede diyeyim üç dedem olsun. biri erişte dedem, biri baba dedem, diğeri de düz dedem.
Babası oğluma projeksiyonlu bir saat aldı. Bugün oğlum saatini takıp okula gitti. Eve dönerken anlatıyor:
- Öğretmenim saati çok beğendi anne. Güle güle kullan, dedi.
-çilekli dondurma sever misin?
- hayır! Ben li mon lu severim!
Sonra elimi tutup;
- hadi içeri girip bana elmalı dondurma alalım!
Kadın hiçbir yaşta anlaşılamıyormuş, Allah yardım etsin sayın sikliler.