çocuklar

    40.
  1. 24.
  2. cidden saf bu yavrucaklar. yüzde elli şansı var hala ayakkabıyı ters giyecem diye uğraşlar içerisinde.
    3 ...
  3. 32.
  4. çok severim. keşke dünya onlar kadar saf olabilse ve onlar gibi çıkarsız sevebilseler insanlar birbirlerini. asıl dokunulmazlığın verilmesi gereken ülkenin gelecekleri.
    3 ...
  5. 1.
  6. Çarşılarda bir şey
    Biz pek aramazdık çocuklar olmasaydı

    Kasaplarda manavlarda bazı yorgun kadınlar
    Hep de tenha saatleri seçerler
    Sonra yavaş bir sesle
    Çocuk için hasta kaç gündür yemiyor
    Biraz et biraz meyve isterler

    Sevdiği bir reçeli gün aşırı yalnız ona
    Kaşıklarla beraber büyük bir üzüntü
    Uykularda bile bitiyorsa
    Yağların şekerlerin çayların
    Annelere düşündürdüğü

    insanlara,tezgahlara,kağıtlara kolaydı
    Biz bu kadar eğilmezdik çocuklar olmasaydı

    behçet necatigil
    2 ...
  7. 30.
  8. Hep masjm kalan varlıklar. Ama gel gör ki nice cani insanda bir zaman çocuktu. Evet.
    2 ...
  9. 48.
  10. 28.
  11. Çocuklar, hala çocuklar, onlar daha çocuklar, çocuklu çocuklar, çocuklu çocuklular: VIP salonumuza hoşgeldiniz.
    2 ...
  12. 23.
  13. çocuklar,
    kocaman gözleri var ve o kocaman gözler sayesinde her istediklerini yaptırıyorlar.

    öyle masum, öyle derin...
    öyle insan ve öyle doğrular ki!

    sohbetleri yalın, kelimelerinin altında iğneler yok, gözlerinde kirli sorgular yok.
    gözlerinde sadece tatlı telaşlar ve keyifli meraklar var, bitmek tükenmek bilmeyen sevgi var bi' de...

    ---------------------------------------------

    birkaç gündür bir çocuk var etrafımda. teyzem oğlunu bıraktı ve şehir dışına gitti.
    küçük daha birinci sınıfa gidiyor.
    ben alışkın değilim çocuklara, onları sevmeye, onlarla sohbet etmeye.
    ne diyeceğimi nasıl davranacağımı bilemem.

    bu karşımdaki çocuk ise elimi ayağımı kelimelerimi mimiklerimi daha çok karıştırıyor!
    öyle olgun ki bacaksız, bütün doğrularımı baştan yazdırıyor bana.
    sert mizacım ve çatık kaşlarım rafa kalktı, bi' merhamet düştü gözlerime.

    bakkala gidiyoruz, istediğini alıyor. hali vakti yerinde olan bir ailenin çocuğu, yokluk nedir bilmez.
    -ben öyle sanıyordum bugüne kadar-

    bugün koşarak geldi yanıma, "oyuncak silah alalım bana." dedi.
    tuttum elinden, gittik bakkala, aldı istediğini.
    eve dönüyoruz baktım yüzü düşmüş, ağladı ağlayacak.
    "ne oldu?" dedim, "mutlu değil misin? aldık ya istediğini..."

    "üzülüyorum." dedi. aman tanrım! öyle kötü dedi ki...
    "üzülüyorum bilal'e." dedi "o da silah istiyor, benimkinden, almıyorlar ona." dedi.

    dedim ya yokluk nedir bilmez, öğrenmiş, bugün öğrenmiş, ağladı ağlayacak, gözleri kocaman bana bakıyor; gözümün içine,
    "üzülüyorum bilal'e."

    çok net ve açık, yalansız dolansız, süslü kelimeler yok, öznesi yüklemi var bi' tek işte.

    yolun ortasında ağlatacaktı beni az kalsın.

    ah be çocuk, hep böyle kal olur mu?
    senin gözlerine, o bakışlarına, o kederine, o insanlığına hasret bırakma beni...
    2 ...
  14. 29.
  15. Çocuklar acımasız ve zalimdirler; her şeyi çabuk görür ve çıplak bir dille hemen söylerler; dili giydirmeyi sonradan öğrenir insan. *
    1 ...
  16. 55.
  17. --spoiler--
    Çizgi film seven çocuk kalmadı azizim, cnn Türk daha heyecanlıymış, tarafsız bölge filan.
    --spoiler--

    Hükümet o kadar kötü ki küçücük çocuklar çizgi film izlemek yerine haber izliyorlar.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük