ilköğretimde nöbetçi öğrencinin çöp kovasını devamlı boş tutma aşkını görünce doğal karşıladığımız masumane bir istektir. henüz kirlenmemiş bir gönülden de ancak bu beklenir.
genelde 'çöpçüler çok para alıyormuş' veya 'yani tabi çöpçü de olacak memlekette, onlar da lazım ama sen daha iyi şeyler olursun' falan gibi cevaplar alınırdı.
onlardan biri benim ve yalnız olmadığımı görmek mutlu etti beni. tabiki bu isteğin çocukça ve çok masumane bir sebebi var. o araçların arkasında seyahat etmeleri cezbediyordu beni büyüdükçe geçti tabi.
garip değildir. en değerli işlerden biridir bana göre çöpçülük. neden küçük görülür çözemedim bir türlü. ne yani olmasın kimse de b.k mu götürsün her yeri. işine bakmayın kimsenin kafasına bakın. ne asortik işliler tanıdım adam değiller.
Ben de istiyordum. Benimkinin nedeni basit bir şekilde açıklayabiliyorum aslında. Hava karardıktan sonra beni zorla döve döve eve sokan abimden sonra dışarı çıkamadığımdan, karanlıkta dışarda olan her şey bana çok havalı geliyordu. Önce çöp arabasının sarı ışıklarına ve arabanın arkasından koşup havalı bir şekilde demirden tutunarak giden çöpçü abilere özendim. Onların sabaha kadar eğlenerek çalıştıklarını düşünüyordum. Sonrasında gündüz dışardayken yanımdan geçtiklerinde aldığım koku, bu işin bana göre olmadığını anlamama neden oldu.
Ondan sonra da gece gördüğüm, pencereden içeriye doğru vuran diğer ışıklara düştüm. Mavi-kırmızı polis sirenine...
Şu an iki meslekte de gözüm yok ama ilerleyen günlerde şartlara göre fikrim değişebilir.