çocukken zenginlik belirtisi sanılan şeyler

    1.
  1. 80'lerin sonunda, 90'ların başında yaşayan çocuklar için zenginlik belirtileri bambaşkaydı.

    mesela bizim için mon ami pastel boya sahibi olmak bir statü meselesiydi, çünkü çoğumuzun ucuz, doğru düzgün boyamayan pastel boyaları vardı...

    Şimdilerde dalga geçtiğimiz LC Waikiki'den giyinmek de zenginlik belirtisi görülürdü. kocaman maymunlu t-shirtleri üstümüzden çıkmazdı.

    Mesela herkes muz yiyemezdi, nadiren yediğimiz zamanlar zenginliğe atılan bir adımdı.

    bizim döneme yetişmedi ancak 90'ların sonuna doğru çocuk olanlar için söylenebilir, ışıklı spor ayakkabılar da o dönem sadece zenginlerde vardı...

    arabaya binmek yine bir lükstü, bindiğimiz zaman gözümüz camdan dışarı hayranlıkla bakardı.

    bizim çocukluğumuzda sütçü vardı, anne süt alır kaynatırdı. o zamanlar pastorize süt içmek zenginlik sanılırdı...

    çocukken boza içmek de zenginlik...

    çoğumuzun evi sobalıydı, o yüzden sadece bir oda sıcaktı. her odası sıcak olan ev * hayranlık uyandırırdı.

    kakaolu ya da nezquikli süt de zenginlikten sayılırdı.

    böyleydi işte eskiden çocukluk. şimdilerde varlığından haberdar olunmayanlara duyulan özlemdi....
    27 ...
  2. 174.
  3. Çarşıya gitmek... ilkokul birinci Sınıftayım, arkadaşlarım aileleriyle hergün bir yerlere gidiyorlar en çok da çarşıya. Özeniyorum ben de, onlar zengin biz fakiriz o yüzden gitmiyoruz sanıyorum. Neyse bi gün geldim okuldan (o sıra her gün söylüyorum aynısını) "anne, bugün de çarşıya gitmeyecek miyiz?". "Yo." dedi, "gidiyoruz." istanbula gittik. Meğer evi, babamı terk ediyormuşuz...
    26 ...
  4. 240.
  5. benim için çocukken, ülker çokokrem tüplü çikolatasına sahip olan çocukları görmekti. yetiştirilme tarzından dolayı öyle bakkala giden biri de değildim. babam para verirdi git al istediğini oğlum çekinme diye fakat bir türlü gitmek istemezdim. ama bu çikolatayı alabilmek benim için zenginlik belirtisiydi. ha bir de ışıklı ayakkabılar. o ışıklı ayakkabıları görünce içimde ki heyecanı ben bile tarif edemiyordum o zaman. ve büyüdüm hatırlıyorum, hala tarifi yoktu o heyecanın. çocuk olmak sahiden çok başka bir şey.
    19 ...
  6. 101.
  7. lc waikiki maymunlu kazak
    monami 24 lu çanta boya takımı
    pringles yemek.
    Kinder supriz yumurta alabilmek
    beslenme çantasindan sosis cekmek.
    rotring 0.7 kalem.
    kivi ve ananas yemek.
    bilgisayarınin olması.
    18 ...
  8. 193.
  9. barbie bebek.
    babam memurdu, hep orta halli bir çocuk oldum. ama bunun tek kötü yani babamın işi dolayısıyla bulunduğumuz semtti. çünkü bizim lojmanda oturduğumuz semt ünlülerin ikamet ettiği bir yer olarak geçer ıstanbulda. dolayısıyla gittiğim okulda ki çocuklar da hep zengin çocukları ile doluydu. bir de kapici çocukları vardı. bir de ben.
    sınıfta bir kız vardı yeva idi ismi. onun gerçek barbie bebekleri vardı. bir kere onun doğum günü olmuştu. getirmişti bebeklerini. o gun o kadar çok heves etmiştim ki onlara. tam 5 tane gerçek barbiesi vardı. benim de bir tane et bebegim vardı. bir gün yeva bana eski bebeklerinden birini hediye olarak vereceğini söyledi. allahım içim içime sığmadı. gecelerce uyuyamadim. bir hafta bekledim. sorduğumda unutuyorum diyordu. 3 hafta bunun fikri ile kendimi avuttum. yaş 10.
    en son bir cuma günü yine sordum istiklal marşı okumadan önce. söz dedi yeva. pazartesi gunu getirecegim. o haftasonu et bebegimle vedalaştım. artık barbiemin saçlarını tarayacaktim. elbise bile dikerdim. öyle heyecanliydim.

    pazartesi gunu okula gittiğimde yevanin sırası boştu. meğer tasinmislar. öğretmen söyledi. yeva bize selam söylemiş. babasının işleri için yurt dışına gitmişler acilen.

    eve gidip et bebeğime sarılıp ağladığımi hala hatırlarım. kız yeva senin de alacağın olsun....
    15 ...
  10. 198.
  11. çocuktum ben, hani şöyle 6 yaşlarında filanım. ailelerimizin görüştüğü, mahalleden arkadaşım ismail var. bizim sokakta karşı binanın giriş katında otururlar haftada 2-3 defa mangal yaparlardı. etin kokusu bizim eve de gelirdi. çok canım çekerdi çekmesine de kendime dert edindiğim nokta neden biz böyle şeyler yapamıyorduk?
    onlar ailecek bahçede sofraya oturur etleri götürürdü bende çaktırmadan onları seyreder eti koklardım. :D ahjahaha çok saçma geliyor şu an. sanki aç kalıyoruz yada et yiyemiyoruz amk. halbuki biz de yiyoruz her ay mutlaka tavuk yerdik, haftada da ya çorbalık alıp kavurup yerdik yada hindi boynu alıp yahni yapardık. yani bizde çok kötü durumda değildik. ama çocuk aklı işte mangal istiyordu canım.

    bir gün cam kenarında ağlamışım. bende mangal istiyorum diye. o zamanlar dayım annanem ben filan yaşıyorduk dayım gidip bi elektrikli mangal almış ertesine.
    bizde mangal yapıp yemiştik.
    ama bizim evin şeyindenmidir bilmem bende dahil hapur hupur yiyip kalkardık sofradan :D

    o zamanlar mangal yapıp başında saatlerce oturmayı zenginlik sanardım.

    ama çok geçmeden öğrendim hiçbir şey göründüğü gibi değilmiş.

    ismailin babası hastaymış sağlıklı beslenme moral filan gerekiyormuş, bankalar kredi vermemiş evi ipotek gösterip tefeciden para almışlar.

    2 sene sonra ödeyememeye başlayıp evi kaybetmişlerdi.

    Yani hiçbir şey de göründüğü gibi değilmiş.

    umarım mutludurlar şu anda.
    15 ...
  12. 276.
  13. pastel veya sulu boyandaki renk sayısı. sen kırmızıyla beyazı karıştırıp pembe yapmaya uğraşırken pembenin 3 tonu vardı bazılarında.
    15 ...
  14. 4.
  15. Flüt.

    Kaç para lan bu flüt?
    13 ...
  16. 206.
  17. 2.
  18. süpriz yumurta , monami pastel boya ama 24lük , toybox , faber castell kırmızı kalem bakın fatih marka değil faber.atari.
    13 ...
© 2025 uludağ sözlük