çocukken yaşanan utanç verici olaylar

entry79 galeri0
    1.
  1. çoğu insanın başından geçmiş olaylardır.*
    dün gibi aklımda..

    7-8 yaşlarındaydım. geriye dönüp baktığımda fazlasıyla saf bi çocuk olduğumu görebiliyorum.her gün olduğu gibi o ders gününü de hiç haylazlık yapmadan bitirmiştim. o zamanlar sabahçı-öğlenci olayı vardı. sabahçılar, sabahın köründe kalktıkları için daima öğlencilere özenirlerdi. öğlenci oldukları zaman da, sokakta oynamaya fırsat kalmadığı için sızlanıp dururlardı. o sıralar bende sabahçıydım.saflığımın üstüne birde uyku mahmurluğu eklenirdi.o öğlen teyzem ve benden 4 yaş küçük kuzenim beni almaya geldiler. malum , o yıllar karşıdan karşıya geçerken birilerinin elini tuttuğumuz yıllardı. arabalar gözümüze bizi yutmaya hazır canavarlar gibi görünürlerdi.

    teyzemlerin evi yürüyüş mesafesindeydi. yürümeye başladık.bi yandan etrafıma bakınıp diğer yandan o gün verilen ödevleri düşünüyordum. güneş tepemizde parlıyordu. birazdan teyzemlerin evinin önünde olacak ve benim gibi sabahçı olan arkadaşlarımla oyunlar oynayacaktım.yürümeye devam ettim.sağ adımımı attım fakat sol adımımı atmaya fırsatım olmadı sözlük.kendimi bi anda dünyaya aşağıdan bakarken buldum. bildiğimiz börtü-böcek, karınca bakışı. güneş tepemizde parlıyordu. içinde bulunduğum vaziyeti idrak etmek 5-6 saniyemi aldı.* kimliği belirsiz birinin kapağını açtığı kanalizasyon deliğine düşmüştüm. tam olarak düşme denemezdi. bu deliğin içine yalnızca bir bacağımla düşmüştüm. sol bacağım akrobatik bir hareket yaparcasına yukarıda duruyordu. nasıl ikiye ayrılmadığımı hala merak ederim. bu esnada çenemi de betona vurmuştum. muhtemelen mosmor bir hal alacak ve bir kaç ay insanlar beni çenemdeki morlukla tanıyacaklardı. bunları düşünüp etrafımı incelerken bacak sayısında artış olduğunu farkettim. beni oradan çıkardılar. aslında sol bacağım halinden memnundu, hiç değilse estetik bir görüntüsü vardı.onu sağ bacağımın yanına getirmek için biraz uğraşmam gerekti. sonunda suratımdaki kıpkırmızı ifadeyi saymazsak eski görüntüme kavuştum. ne yazık ki bu görüntünün bir kaç saat içinde değişeceğinin farkındaydım. bana bir süre eşlik edecek olan morluklar hafif hafif kendilerini göstermeye başlamışlardı. bu arada deliğe tek bacakla düştüğüm için kanalizasyondan nasibimi almamış olduğumu belirtmek isterim. sol bacağım beni bokun içine düşmekten kurtarmıştı.

    aslında morluklar, utanç duygusu ya da ruhumda açılan o derin yara(!) değildi bu olayı unutulmaz yapan. toparlanıp tekrar yürümeye başladığımızda, o sıralarda 4 yaşında olan sevimli, mini mini kuzenim bana döndü ve bilmiş bir tonla:
    -aval aval etrafına bakacağına önüne baksaydın, dedi.
    o an beynimin içinde binlerce ses yankılandı.aval, aval, aval, aval, aval,...
    ufacık kızdan azar yediğime mi yanayım yoksa kanalizasyon deliğine düşmeme mi bilemedim.
    41 ...
  2. 2.
  3. yağmurdan ötürü ıslanan pantalonunuzu çıkartmak zorunda kalıp, altından çıkan anneannenizin ördüğü ve bin türlü yemin, tehdit ayrıca cebren ve hile ile giydirilmiş renkli-yün-don la ilkokul arkadaşlarınızın önünde küçük düşmek, alay konusu olmak, bir süre oyunlardan dışlanmak, v.b.
    16 ...
  4. 3.
  5. eğer verdiği utanç büyükse unutulması zor olaylardır.

    mesela ilkokulda sınıfa bir bok kokusu yayılmıştı. kokuyu farkeden öğretmenimiz bütün öğrencileri tahtaya çıkartıp, arkalarını döndürüp popolarını * * * teker teker koklamıştı. o zaman böyle bir muameleye maruz kaldığım için utanmıştım. gerisini de anlatmak isterdim ama hayal meyal hatırlıyorum ve bir tek utandığım bölüm aklımda kalmış. demek ki insan utandığı zamanları kolay kolay unutamıyor.
    2 ...
  6. 4.
  7. baban yaşındaki bi adam tarafından tacize uğamak. *
    7 ...
  8. 5.
  9. 6.
  10. anaokul müsameresinde, hadi yine iyisin tayfun taklidi yapmak. var böyle bir şey, evet.
    7 ...
  11. 7.
  12. 8.
  13. herkes yana döne sizi ararken, annenizin sizi sizin 10 katınız danua cinsi bir köpeğin koynunda altınıza yapmış halde bulması.
    5 ...
  14. 9.
  15. ilkokulda sınıfta altına yapıp herkes tenefüse çıkarken mal mal sırada oturup tüm dersin bitmesini beklemek bu sırada hiçbirşeyi çaktırmamaya çalışarak kokuyu azaltmaya çalışma çabalarıdır sanırım.
    4 ...
  16. 10.
  17. komsumuzun buzdolabindaki soğuk su şişelerinin içine kuzenlerle sırayla tükümek. ve sonra onların bu suyu içişini seyretmek. tamam utanıyorum ama çok komikti gerçekten.
    3 ...
  18. 11.
  19. okul tuvaletine küçük çişini dahi yapmayan bünye, son ders bitiş zilinin çalmasıyla maratona katılan atlet edasıyla okul ve ev arasındaki iki kilometrelik mesafeyi katetmeye başlamıştı. koşarken iki bacağının arasındaki pipisi sağa sola çarptıkça idrarın yapmış olduğu tazyik daha da çekilmez bir hal almıştı. vücudundan çıkan ter damlaları yoğunluğunu arttırsa da, ucuna kadar gelen idrardan hiçbir şey eksiltmiyordu. büyüdüğünde nail olacağı sabrın ilk testlerini yaşadığından habersiz eve yaklaşmıştı. yolda gördüğü eşe dosta pipisini bırakıp selam verme zahmetinde bile bulunmamıştı. apartman kapısının önüne geldiğinde, her zaman açık olan kapının kilitli olduğunu görünce ilk öğrendiği ve hayatı boyunca diline dolanacak olan o küfrü etti. "ananı si.iyim". elini cebine atıp anahtarı yoklarken bile pipisini sıkmadan edemiyordu. neyseki ilk denemede doğru anahtarı bulup asansöre yönelmişti, asansörün zemin katta olması için bildiği bütün duaları ederek. asansör kapısına geldiğinde iki kere ağzından "ananı si.iyim, ananı si.iyim" çıkıverdi. asansör yedinci kattaydı ve kendi evi de son kat olan yedinci kattı. pipi ucundan artık gelmeye başlayan minik damlaları düşünmeden beklemeye koyuldu. artık asansöre binmişti. bu yolculuk hayatının en uzun yolculuğu olacaktı. asansörün tak sesiyle kapıya vurduğu tekmeyle çıkıverdi dışarı. cennete kavuşmuşcasına koşuverdi kapıya, bastı zile. sonra bir daha bastı. normalde on saniyeden uzun bir sürede açılmayan kapı açılmıyordu. gözleri üzerine gelen man kamyona bakarcasına fal taşı gibi olmuştu. yaşadığı duygu karmaşası pipisinin ucundaki tazyikle bölünüyordu. elini cebine attı, anahtarı yoklarken artık zaman onun için durmuştu. açık gri pantolonu, yavaş yavaş sıcak bir hisle koyulaşmaya başlamıştı. kafasını hafifçe yukarı kaldırdı ve gözlerini yumdu. diskalifiye olmuştu yarıştan ama o an için bu onun umrunda değildi. kapı önündeki mermerin sararması bitince kapı açılıverdi. pringles ağlamaklı gözlerle bir annesine, bir buhar çıkan pantolonuna bakıyordu. kalakaldı oracıkta. ama öğrendiği bir şey vardı artık. "nerede bir delik, çimen, duvar dibi, apartman boşluğu, umumi tuvalet görsen işe."
    22 ...
  20. 12.
  21. okul bahçesinde futbol oynarken pantolonun arkasının yırtılması.
    0 ...
  22. 13.
  23. ortaokulda kızlara okulda orkid dağıtılırdı. sıranın altına koyup tenefüsü gecirip derse döndüğünde tahtaya yapıştırılmış bir pedle karşılaşmak o yaştaki bi kız için gercekten utanc vericiydi.
    6 ...
  24. 14.
  25. 15.
  26. * komşunun kızı * 'senin pipin var mı?' diye sorduğunda ona tüm gücümle tokat atmam.
    6 ...
  27. 16.
  28. balkondan sarkıp, aşağıdan geçenlere kiraz, yumurta, fındık fıstık, bunların kabukları ve daha bir sürü şey fırlatıp eğilmek daha sonra tepkiyi görmek için tekrar doğrulmak ve zamanlamayı ayarlamayarak kurbanla yüzyüze gelmek. akabinde bir ton azar, annenin bağrışmayı görüp gelmesi bir de ondan bir ton azar, balkona çıkmama cezası, akşam da babaya şikayet edilme. kurbanla karşı karşıya kalıp azar yemek utanç verici ondan sonra gelişen olaylar ise tam bir ezilip büzülme silsilesi...
    4 ...
  29. 17.
  30. kendini bilecek yaşa geldiğin halde hala göster amcalara pipini muhabbetinin yapılması .
    2 ...
  31. 18.
  32. 19.
  33. 20.
  34. yolda altına işemek suretiyle bacakları açık bir şekilde * gitmek.
    6 ...
  35. 21.
  36. salak ile avanak filmini izleyip özenmiştim. gittim dilimi buza yapıştırdım. ciddi yapıştı yani. kaldım öyle hede hede hede. annem az gülmemişti ya. küçüktük anasını satayım.
    8 ...
  37. 22.
  38. belediye başkanının yanına gidip "babam size şerefsiz diyor başkanım" demek. *
    11 ...
  39. 23.
  40. külahdaki dondurmayı üzerine düşürmek ve akabinde anneden yenilen bir şamar.
    2 ...
  41. 24.
  42. öğretmenden tuvalet için izin alış biçimi:
    - öğretmenim işemeye gidebilir miyim?
    7 ...
  43. 25.
  44. anaokulunda sıraların altından kızların bacaklarını çekmişim, servis şöförü delirtmişim adam sonunda beni ön koltuğa emniyet kemeriyle bağlamış, anaokuldan atılan ilk velet olmuşum. tabi o zamanlar utanç verici değilmiş bunlar, ben şimdi düşününce utanıyorum.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük