- topu kaybetmedin olum sen topumu patlattın.
+ ya ben patlatmadım.
- annene söylicem olum seni.
+ bende senin annene inşaatta s.kiş yaptığını söylerim.
- yaaaaaaaaaa inşaatta s.kiş yapmadım ben anne yalan söylüyoooooooo.
tahmin edeceğiniz üzerine muhabbet annelerin yanında cereyan ediyor...
bilgisayarım truva atı adında bir virüsle karşılaşmış idi, ben de çanakkale gezisinde çektiğim tüm truva atı fotoğraflarını silmiştim. bu da böyle bir anımdır.
ince belli çay bardağını almak içine kolonya doldurmak bu çay bardağını balkona koymak ve içindeki kolonyayı yakmak. sonra alevlerin dans edişini izlerken panik yapıp evi yakacağım lan deyip soğuk suyu bardağın üzerine boşaltmak ve bardağın çatır çatır çatlayarak kırılmasını da hayranlıkla izlemek. sıcak bir cismi aniden soğutunca neden çatlayıp kırıldığını sonradan öğrendim okulda.*
ha birde koltuğu yakmışım bebekken o sayılır mı? pyrokinezi yeteneğim mi vardır nedir anlamadım ki..
yeni doğan kardeş daha çok seviliyor diye ilk bir ay allahım onu çıktığı yere koy diye dua etmek,baktı dua tutmuyor velet ciddi ciddi büyüyor allahım beni de bebek yap diye duanın bokunu çıkarmak .vay be dedim kendime !
bizim sınıfta hakan diye bi çocuk vardı ilkokul birinci sınıftayken o gözlük takıyo diye bende takmak isterdim ama annem izin vermezdi gözlerin bozulur derdi
bende gözlük takabilmek ve gözlerimi bozmak için babanemin gözlüklerini takardım ki gözlerim bozulsun da annem bana gözlük alsın diye.
çocukluk işte aşk insana neler yaptırıyor. *
mahalle maçında yenilince mahalleye başı önde girmek. lan sanki dünya kupasında finalde yunanistan'a yenilen milli takım gibi hissederdik kendimizi yemin ediyorum.
evin içinde tamirat yapıyorum diye birsürü alet elevat ile duvarı delmiştim. son 3-5 yıl içinde halen ordaydı. en son oda boyanırken kapatılmıştır belki. tekrar bi elden geçirmem lazım şu evi.