ufuktaki dağların tepesine çökmüş beyaz bulutları pamukkale sanmak
not: evde pamukkale'ye tatile gideceğimiz konuşuluyordu, ben de aklımca "pamukkale"yi bulmuşum işte.
filmlerdeki o karateci çocuklara özenip, deli gibi koşturmak, spor yapmaya çalışamak, ayakları açmaya çalısırken ortadan ikiye ayrılma sınırına gelmek.
cocukken yapılan hersey mubahtır..
bu lafın arkasından ;
cızgı fılmde gordugu semsıyeyle bılmemkacıncı kattan salına salına ucan adamı gorup, gıdıp bunu denemek..**
sonuc: cok sert olmuyor, cunku kucuk oldugun ve semsıye de bedenınden ıkı hatta uc kat buyuk oldugu ıcın normal gıbı oluyor..
edit: bir daha yapmıyorsun tabiki.. ıyıkı de bu salaklıgı!.. yapmısım dıyorsun.. *
hiçbir şeyden utanmadan, hiç kimseyi umursamadan, ne ahlaki ne toplumsal ne de hukuksal yasaklara bakmadan içinden geldiği gibi davranan çocukların yaptıkları salaklıklar!!!!
futbol maçı izlerken bir kız arkadaşın, spikerin futbolcunun kırmızı kart gördüğünü söylemesi üzerine, o da görmedim desiiin deyişi vardır ki hala hatırlar gülerim.
bir tane de benden, jokerr kişisi deniz kenarında kayalıklarda akrobasik hareketler yapmaktadır. bu hareketleri gerçekleştirdiği zeminin pek de müsait olmamasından olsa gerek * kayar ve suyun içine düşer. nasıl düştüyse artık, boğulduğunu zanneder bir avuç suda ve kendini toparlayamaz. bu arada durumu gören kahraman dede * jokerri kurtarmak için müdehalede bulunur ve artık o jokerrin gözünde uzunca bir süre kahraman ilan edilir .
eskiden televizyonlarda uzaktan kumanda yoktu. bizim evde o görevi ben görüyordum.''olm şu kanalları bi turla bakim'' cümlesine''oldu olacak renk ayarı da yapayım'' gibi imalı cümleler kuramıyordum tabi. neyini turlayım halbuki trt1'de dallas trt2'de gezelim görelim trt3'te western film trt4'te açık öğretim vardı. seneler senesi böyle devam etti.
eski televizyonlarda 8 tane kanal tuşu vardı. bir insan bu 8 kanal tuşunun hepsine aynı anda basarsam ne olur acaba diye düşünür mu?.ben düşündüm ve bastım. televizyon tabi ki bozuldu. babam öğrendiğinde ufak bir strateji hatası yapıp tamda babamın elinin tersinde ki koltuğa oturmuşum ayılınca farkettim.
mahalleleri dolaşıp böcek ilaçlaması yapan arabaların ardından sersemleyinceye kadar koşmak. sanırım arabadan çıkan duman çocuklara çok gizemli(!) geliyordu.
-sümüğünü yemek
-tasoları kaybolduğu için oturup saatlerce böğürmek
-dondurmayı civardaki çocukları kıskandırmak amaçlı yemeyip bekletmek ve eriyip yere düşünce de salya sümük ağlamak
anasınıfında yemek aralarında 'annem bana bilmediğin şeyleri yeme dedi' diyip patates kızartması yememek! sonuç:veli toplantısında velinin rezil olması.
ana sınıfındayken, ablasının onu korkutmak için okulda 'karın deşen jack' var demesi üzerine, evde ne kadar bıçak varsa çorabının içine sıkıştırıp okula gitmek. **
tuvalette ağ öreni örümceği karıcalarla beslemek en sonunda bir tas suyu tepesine boşaltıp kanalizasyona yollamak. ne yani en azından adamı aç öldürmemişiz