öğretmen dolabından hikaye kitabı ve pastel boya alıp o günkü derslerde seninmiş gibi göstermek.
bakkalcılık oynamak için bütün mahalledeki kızları zorla dışarı çıkarıp oynatmak.
arı kovanına taş atmak.
bahçeye çukurlar kazıp üzerini çam dallarıyla kapatarak kedilere tuzaklar kurardım. hiç kedi yakalayamadım tabi, yakalayamadıkça sinirlenip daha derin çukurlar kazmaya başladım. en sonunda o kadar derin bir çukur kazdım ki, anneme kazı alanından beni yukarı çekmesi için avazım çıktığınca bağırmak zorunda kaldım.
Msn'in popüler olduğu dönem, 5 ya da 6. Sınıfım. Harry potter hastasıyım o zamanlar da aynı şekilde. Bilmiyorum kim yaptı ama bana emma watson'ın msn adresini verdi biri. Emma_watson_20@hotmail.com. defalarca konuşmaya çalıştım, where are you fromdan öteye gidemeden. Hey gidi.
ilkokul ikinci sınıftayım. 15 tatil. istanbul'da bir hastaneye gittik, göz doktoruna. Tekirdağ'da yaşıyoruz, bir baktım babam elinde tekirdağ rakısı ile doktorun yanına gitti, ve biz hemen içeri girdik. Kontrollerim yapıldı falan, hemen bitti işimiz ve eve döndük. Ben çaktım tabii, rakıyı veren düdüğü çalıyor. Öğretmenimiz de bize tatilinizi anlatan bir paragraf yazın diye ödev vermişti. Ben de yazdım, doktora rakı götürdük, bu sayede hemen bitti işimiz. Annem kontrol ederken şok oldu. Sonra açıkladı bana, "son kontrolündü, teşekkür etmek için götürdük. Randevuyla alıyorlar içeri, biz tam zamanında gittik o yüzden beklemedik" diye. Sonra silip açıklamasını yazdım, o rakıyı illa yazdım ama.
ilkokul birinci sınıf... aşı yapmışlardı ve dediler ki saat beşe kadar bir şey yemeyin.
okul çıkışı şeker aldım. biraz takıldım aklıma geldi uyarı. hemen şekeri attım. eve geldim, kimseye bir şey demeden kanepeye yatıp ölmeyi beklemiştim. metanetle.
o zamanlar apartman dairesinde yaşıyorduk, apartmanın bahçesinde duvar vardı oraya oturmuştum. Hemen karşıda kapıcı dairesinin penceresi vardı. Kapıcının çocukları arkadaşım sayılırdı beraber misket falan oynardık. Sanırım ateri oynuyorlardı, Bende izliyordum. Ne olduğunu cidden hatırlayamıyorum ama cama taş atmam konusunda iddaalaşmıştır. hani küçükken "yiyorsa yapsana" gibi cümleler vardır ya, aynen o tür bir şeyden ötürü müydü yoksa başka bir şey mi hatırlayamıyorum. Sadece elime bahçede geçen ilk taşı alıp cama fırlatıp, koskocaman camın ortasında delik açtığımı hatırlıyorum.
Tabi kapıcının çocuğu hemen annesine koştu. Bende korka korka saklanacak bir yer arıyorum, tabii bulamadım. Annesi çok çirkindi cidden. Ondan hep korkardım. Apartmanı hep sabahları temizlerdi, bende sabahları okula giderken hep görürdüm. Bana niye öyle bir şey yaptığımı sordu. Neden yaptığımı bende bilmiyordum. "canım sıkıldı" deyip geçiştirmiştim. Sonra kadın gitti bende eve döndüm.
içimde hala bir korku biraz da utanç vardı. iyiki yaz mevsimiydi; yoksa ankara'nın ayazında hem de hava alan bir camla nasıl ısınacaklardıki? Babama söylemelimiydim bilmiyordum, sonuçta söylemedim.
Sonradan öğrendim, kapıcı kadın anneme olayın olduğu akşam "çocuğunuz camımızı kırdı" diyerekten şikayette bulunmuş. Tabi ben erkenden uyuduğum için hiçbir şeyin farkında değildim. annem ve babam şüphesiz olayı benden duymak istiyorlardı ama uzun bir süre anlatmamakta direttim. Babam bu duruma iyice içerlenmişti. annem kapıcılardan özür dilememi istedi bende dilemedim. Bu da böyle bir anıydı.
ilkokul birinci sınıftayken bi kızın yumurtalı ekmeğine şerik olmak istedim sonra da sınıfın ablası gelip bana ikki tokat attı. bakın unutmamışım demekki ufaklık (fallik) dönemlerinde olaylar kalıcı oluyomuş. yaşım şu an ??? yok size yaş maş.
hatırlanılan en geçmiş zamanda yapılan çocukca hatalardır.
misal: babamlarla beraber gençlik parkına gitmiştik. bir çay bahçesinde oturduk annem babam semaver çay aldılar bende gazoz istedim. gazoz pipetle geldi. ben o zamana kadar pipetle gazoz içmemiştim. pipeti ağzıma aldım şişeyi kafaya diktim tabi yüzüm gözüm gazoza bulandı. babam gülmüş annem ise sinirden kollarımı çimdiklemişti. babam bir gazoz daha istedi ve nasıl içileceğini gösterdi. kaç yaşıma geldim hala unutmam o mallığımı.