şüphesiz her çocuğun yaptığı mallıklardır ama adaminilkharfi daha büyük mallıklar yapmıştır. 4 yaşlarında anne güne giderken babaya emanet etmiştir babanın işi çıkmıştır kuzene emanet etmiştir kuzen içeride misafirlerle otururken adaminilkharfi dışarıda top oynamaktadır.düşünür burda top oynayacağıma parka gideyim çocuklarla oynayayım.parka gidilir oynanır oynanır diğer çocuklara siz tek başınıza parka gelebiliyormusunuz diye hava atılır. akşam karanlığında eve dönerken polisler aranan çocuk bu amirim der ve eve teslim edilir. anne baba aramaktan olmuş vaziyette eve gelir evin içinde on tur koştururlar. en hafifi buydu galiba. yada 6 yaşında çatının tepesine çıkıp eve gelen misafir çocuğu sevmeye devam ederseniz atlayacağım şeklinde tehtit edilir.aslında çok var hiperaktiftim ben.swh
4. Sınıf.
O zamanlar rehberlik dersinde tahtaya çıkıp şiir fıkra falan okuyoruz. Benim de elime içi komik(!) Duvar yazılarıyla dolu bir kitap geçmiş, bayılmışım.
Neyse çıktım tahtaya, bir sayfa yazmışım içlerinden seçip.
Başladım okumaya.
Sürat felakettir, imza kaplumbağa.
Kalbimi verdim ona saklasın diye, buz dolabına koymuş salak bozulmasın diye.
Öğretmenim salağı duymazdan falan geliyor herhalde. Neyse bir 10 tane daha okuyorum.
Sonuncuya geliyoruz,
"Bunu yazan tosun okuyana koysun. Oğlum tosun sen daha toysun, okuyan sana koysun."
Evet bunu sınıfın ve öğretmeninin önünde 10 yaşında bir kız çocuğu okuyor. Öğretmen hemen yerime oturtmuştu, okuma böyle şeyler diyerek.
kızlara ıstırap olup, işkenceler çektirip, küsmelerini sağlamak. sonra da barışmak için barış sinekleri uçurmak. barış sinekleri uçurmak da şöyle oluyor. camlardan sinekler zarar vermeden avuçta toplanır. sonra da kızın yanına gidilir. avuçta bir sürü sinek.
+alev küstün mü bana ya?
-ya uff gitsene salak bebe.
+taam ya. bak naapcam. avcumda ne var.
-ne var?
+bak.(avuç açılır içinden 3-4 tane sinek uçuşur. kızcağız tiksinir.)
halen daha bu olayı hatırlıyorlar ya. allah belanı versin nidalarıyla anlatıyorlar. anlatmasanıza amk. ayıp ya :( hoff.
En uzak noktaya tükürme yarışması düzenlemek.
Bu nedir yahu.
Bununla da bitse iyi.
Bir müddet sonra mallığa doymayıp en yükseğe tükürmeye çalışmak. Sonuç kendi suratına tükürmek. (bkz: swh)
Motorsikletcilere özenip , bisikletin arka frenine basıp efendi gibi durmak varken ön frene basıp arka kaldırarak durma hayalı vardı ve sonunda bir kaç yara bere ve kırılmış kafa işte.
Kapinin kenarlarina tirmanirdim. En son tirmanisimda yuz ustu dusmustum agiz burun gitmisti bir de babamdan kufur isitmistim. Bir yandan basim zonkluyor bir yandan da burnumu kapatmis olan babam kufrediyordu annem ise aglayacak vaziyette oylece babami dinliyordu. Ondan sonra tabii ki tovbe ettim. Bir de kafami balkon demirleri arasindan gecirirdim cikarana kadar da altima ederdim.
salçalı ekmeğimi paylaşırdım komşu kızıyla.
malın tekiydim. şimdi tuvalet kağıdını paylaşmam onunla.
hiç pas vermezdi.
şimdilerde ise hepinizin bildiği üzere playboy'a soyundu.
o kişi ebru şancı'ydı.
Halamlarla pikniğe gitmiştik kuzenim var yaşıtız. Neyse 4 5 yaşları. Biz öyle ayrıldık geziyoruz, uzaklaşmadan. Hani bize göre uzak annemlee göre yakın bir mesafe. Kenarda büfe gibi bir yer vardı, üşendik gidip para almaya piknik alanında para arıyoruz. Tabi buraya kadar şöyle böyle normal. Ben o ara bonibon kabı gördüm. Yeni çıkan para diye büfeciye gittik adam bayağı güldü sakız verdi. Biz de adamı nasıl kandırdık diye gülüyoruz. Öyle bir mallık demeyelim de ya da diyelim bonibon kabından yeni çıkan para mı olur? *
Hayalperestliğe bak.
eskiden kokakola nın verdiği demirden ve silindir prizma şeklindeki kalem kutusuna tek tek özenle yakaladığım kara sinekleri koyar kapağını kapatırdım. Daha sonra sayıları 5-6 yı bulunca kapağın ucunu dikkatlice açıp içine su doldurup çalkalayarak toplu katliam yapardım.
