çocukken yaptığımız, şimdi düşününce midemizi bulandıran şeylerdir.
mesela ben kuzenimle deniz anası avlayıp, sonra da bunları iki elimizin arasında sıkmak suretiyle parçalayarak birbirimize fırlatırdık. hatta ben "bu kıyıdakiler ölü." diyerek kovamı kaptığım gibi boyumu aşan yerlere yüzüp canlı deniz anaları avlamış, bunları kıyıya taşımıştım. lan ben neyse lan bir şey demiyorum.
ben yağmurlu havalarda sokağa çıkar toprak bi alana gider ve tırnaklarımın içinin kapkara olmasına aldırmadan tırnaklarımla toprağı kazardım.. sonra içinden solucanları bi güzel çıkarır pet şişelerde saklardım.. benim çocukluğumun en iğrenç hallerinden biri..
çamur oynarken o çamurları yemek, vim yemek ( hala devam ediyor olabilir ), yaşlı insanların evine musallat olmak, sümüklü böcek toplamak, erkek gibi işeme çabası ?!?!?!
şerefsizim ben bokunu yiyeni gördüm aga inanmıyacaksiniz belki ama adam pardon çocuk bildin yiyordu mesela dışarda oynuyoruz ya bu elemanın tuvaleti geldiği an ortadan kaybolur ve bi duvar kenarına sıctıktan sonra parmak ucunda küçük bi karartıyla çıka gelirdi şimdi düşünüyorum da lan böyle bi apartmanda oturan zengin bi adamın bebesi nasıl yapar bunu diye yapıyor işte zenginin delisiyle nakışın eğrisi hesabı mk. Acaba hala devam ediyormu merak ediyorum
çiğnenen sakızı yere atıp 3 saniye içinde yerden alıp tekrar ağıza atmak. burda ki nokta şudur: mahalle de inanışa göre sakızı yerden 3 saniye içinde alırsan sakız pis olmaz çiğnenebilir.
evdeki tüm karıncaları toplayıp jole kutusunun içine doldurmak.
(bkz: kötü bi amacım yoktu sadece karıncaların yüzüp yüzmediğini saptamak için yapmıştım.)
sümükleri elde yuvarlayıp topçuk yapmak
sobalı bir eve gidince sobanın üstüne tükürüp, tükürüklerin hoppidi hoppidi oynamasına gülmek (ne pis kokardı sonra ya)