yükseklik korkun olduğunu bildiğin halde ağacın olgun meyvelerini yemek için en uç dallarına dek çıkmak ve inerken kızılca kıyameti koparmak. ama değdi.
boyunun üç katı yerlerden atlamak. ayaklarımın altının uyuşmasını hala hissederim aklıma geldiğinde.
Yükseklik korkun olduğu halde 10m çakıl beton karışımı duvara tırmanmak, oradan, yerden daha yüksek bir yere atlarken sırtının duvara çarpması ve nefessiz kalıp öleceğini sanmak.
Babaya ablanın sevgilisinin ricky martin olduğunu söylemek.
arabaların kapılarına yada camlarına elini sürmek...
yürürken yapardım bu gerzek eylemi;süre süre giderdim elimi. ne anlardım bilmem .bilinçli mi yapardım onu da bilmem. ama annemden çok papara yemişliğim vardır bu yüzden ellerim toz olurdu çünkü hep...
yaklaşık 7 yaşlarında annenin çantasına yapışıp ağlayarak: Anneaaaa ben de evlencem, ya koca bulamazsam, dayım bulur mu ki bana? üeeee, bulamazsa onla evlenicem,bulsun tamam mı? sonuç: sırta yenilen tokat.
- deterjan yahut çamaşır suyu içmek.
- binanın en tepesindeki dairenin penceresinin pervazına çıkıp aşağıdakileri korkmadan izlemek.
- kendini odaya kilitleyip anahtarı kuşlara atmak.
- anne ilkokul zamanı okul çıkışı gelmediğinde krize girmek.
- oyuncakları konuşturmak.
- şarkıcı ya da dansçı olduğunu zannetmek.
- başın dönüp bayılana kadar kendi etrafında fır dönmek.
Annenin kıyafetlerini, topuklu ayakkabısını giyip evde gezmektir efendim. Ben bir de haber spikerliği yapardım o kıyafetlerle,aynanın karşısında, çocuk işte ne diyeceksin.
gardroba çamaşır ipi bağlayıp diğer ucunu boyundan geçirmek ve 'film icabı' ölmeye çalışmak. zaten ondan sonra annem türk filmi izlemeyi yasaklamıştı. yapmasa çok yaşamazdım herhalde o zekayla.
Ben çocukken bir arkadaş gelmişti. Onu kapıda bırakıp evi toplamaya gitmiştim. ev acayipti ama pislikten geçilmiyordu. Sonra döndüğümde bir baktım ki arkadaş gitmiş. başka bir yerde o kadar utandığımı hatırlamıyorum.