bir şişe kola içerisine attığımız kemik parçalarının bir hafta sonra el ile rahatça ovalandığını görmek hayli şaşırtmıştı beni.
ammavelakin hala kola içmeden de yapamamaktayım...
babayı tuvalette ayakta işerken görmemle beraber benim de aynısını yapmaya çalışmam ve belden ayağa çiş içinde kalmam. o zamanlar muhtemelen bazı organlardan haberim yokmuş.
değişik, ilginçli milginçli deneyler sürüsüdür.
Kurbağa yavrusu yuttum la
Hani balık gibi olanından.
Acaba içimde yaşayacak mı diye.
Ertesi gün kaka yaptığımda çıkmadı.
Büyük ihtimalle sindirdim hayvanı çok pişmanım.
Bir adaptörün içini açtım. Fiş uçlarına bağlı kabloyu birini diğer fiş ucuna bağladım aslında aklımdaki deney şuydu gelen elektriği geldiği yere verirsem ne olur. Bağlantıyı yapıp prize bir taktım. Birden adaptör patladı. Tüm elektrikler gitti. Az kalsın ölüyordum. Sakın denemeyin beyler.
yemek borusu ve soluk borusu ilişkelendirilmesi üzerine kafa yoran ben;
malzeme: 1 adet fıstık.
ağızdan ve burundan nefes alınca ikisininde ciğere gittiğini farkeden ben, eline 1 adet fıstık alır. onları ikiye ayırır. yarısını ağzına atar, diğer yarısını burun deliğine sokar. burdaki amaç fıstıkların nereye gittiğini test etmektir. fakat test başarıya ulaşmaz. nefes alamama ve morarma yan etkileri gösterince hastaneye gidilir.
karıncalara mikroskopla bakmaktır. ama yargılamayın çok pişmanım ve çocukken öldürdüğüm her bir karınca için bir karıncanın hayatını kurtarıyorum şimdi.
Meyve yedikten sonra 'acaba ne olacak' düşüncesiyle saklamak ve gözlemlemek. Tabi ki küflendi. *
bir kere de kitaptaki bir deneyi yapıyordum ve 12 kaşık un lazımdı. Çekmeceden tüm kaşıkları çıkarıp un doldurarak yan yana dizdim ancak evde 11 tane kaşık varmış. 12. olmadığı için deneyi yapamıyorum diye oturup ağlamıştım.