Kocaman bir kurbağayı yakalayıp sırtüstü yatırmak suretiyle karın bölgesini açarak tüm iç organlarını tek tek incelemek. Yani bir bakıma bir canlının anatomisini anlamaya çalışmak. Geleceğimi etkiledi mi? Hayır. Cerrah falan da olamadım.
acaba bir bardak çay ne kadar bisküvi alırsa puding kıvamına gelir diye merak edip deney yapmayı denemiştim. ama anneme yakalanınca sonuç pek hayırlı olmamıştı. halbuki deney yapıyorum neden yaratıcı ruhumu baltalıyorsun? sonra efendim bu ülkede bilim neden gelişmiyor?
11 yaşındayken bir ağaçta reçine görmüş ve gidip bakınca altında büyük bir karınca yuvası olduğunu fark etmiştim. sonra bir bahçeye girdim ve reçine olan bütün ağaçların yanında karınca yuvası olduğunu gördüm. tubitak'a bir yazı yazdım. yazıda karıncaların reçine ürettiklerini keşfettiğimi ve reçineleri ağaca yapıştırarak ağaca zarar verdiklerini, karıncalar için özel bir reçine toplayıcı yapabileceğimi belirttim.
bir hafta sonra bana açıklayıcı bir teşekkür mektubuyla beraber yaklaşık on beş kitap gönderdiler. mektupta özetle şu yazıyordu:
"benim salak evladım. o reçineyi üreten ağaçtır. ağaç hasar gördüğünde kendini korumak için reçine üretir. ama sen böyle çalışmalar yapmaya devam et ki biz de sana kıçımızla gülelim."
amaç: aynı akvaryumda büyük ve küçük balıkların bulunmasından duyulan rahatsızlık.
deneyin yapılışı:
şişman, çirkin ve patlak gözlü büyük balıkların mini minicik güzel kuyruklu balıkları yemesini engellemek gerekli görülmüştür. bu nedenle büyük balık fileyle başka bi kaba alınır. küçük balıkların olduğu akvaryuma bir kutu yem boca edilir ki çok çok yesinler hemencecik büyüsünler. sonuç: balıkların doyma hissi olmadığı anlaşılır zira o güzelim balıklar çatlayarak ölmüştür. çok üzülünür bide üstüne anneden dayak yenilir.
elimde kala kala tipini sktiğim patlak gözlü şişman balık kaldı amk.
içi su dolu tencereye konulan kurbağa deneyi. tencere ocağa konulur. tenceredeki su yavaş yavaş ısıtılır. su tedrici surette ısınır ve kaynar fakat kurbağa kımıldamaz.bir süre sonra kurbağa şişer ve patlar.
her ne kadar bu deney, biyolojik bir deney gibi gözükse de aynı zamanda " kurbağanın değşime ayak uyduramaması" sonucuyla sosyal bir deneydir.
ipek böceklerim vardı benim. bi arkadaşım getirmişti benim için. dut yapraklarıyla beslerdim onları. beyaz beyaz 3- 4 tane tırtıldi. önce korkuyordum ama sonra alıştım tirtillarima. elime alabiliyordum artık. kollarimda gezdiriyordum onları. bi süre sonra koza yaptılar. kozada beklediler yine bi süre. ve sonra kozayı delip kelebek olup uçup gittiler. onlar gittiğinde aglamistim. güzel deneyimdi benim için. titillarimi hiç unutmadım.
tv de gorup evde kı halıların 4 kosesıne ısemek evdekı buyu ve cınlerın kovulduguna ısaret ederdi. Ergen olmadan tv gorup cokca cocugun yaptıgı eylemdir.
deney:misafir varken değerli bir vazoyu kırma
sonuç:babamın beni kaldırıp vücudumu yere paralel hale getirip 1.5 metreden yere bırakması ve ben daha düşmeden arkasına bile bakmadan gitti.
ilaç tüpünü aldım. içine kibritin yanan kısımlarının tozunu çıkarıp doldurdum.
bozuk para ile bu barutu sıkıştırdım. tüpün altına küçük bir delik açtım.
tüpü aşağıdan ateşle ısıttım. içindeki kibrit barutları ısınıp alev alınca jet etkisi ile benim küçük füzem gökyüzüne doğru uçacaktı.
sonuçta 1 metre kadar yukarı çıkıp düşmüştü. füzem uçmuştu, çok mutlu olmuştum.