Buzdolabı açılır. buzdolabından bardağın içinde karışabilecek tüm maddeler alınır. ve bardağın içine dökülür. içinde kabartma tozu olduğundan dolayı formül gittikçe sapıtır. etraf bok olur. anneden bir araba dolusu azar işitilir. halbuki deneyin yapılmasındaki sebep yeni izlenen ninja turtles'tan sonra süper güç kazandıracak bir formül elde etmekti. çok güzel hayallerim vardı...
''bir sinek kapağı kapatılmış olan pet şişede ne kadar yaşayabilir'' deneyinin de içinde bulunduğu, cocuklarımızın, geleceğin einstein kılıklı insanlarının gercekleştirdiği bilimsel, eğitici bir o kadar da öğretici olan deneylerdir. takdir edilesidir, aferindir, devam edindir.
bir tane annecigiizin el kremi alinir. su katarak ayran kivamina getirilir. icine biraz daha el kremi konulur. koyulastirilir. icine peynir konulur. ezilir. gece yatarken koyulasan el ve ev yapimi krem surulur. amac bir el kreminin nasil tekrar yapilacagidir.
evdeki bilimum sivi madde [cay, kolonya, kola, HCL, gulsuyu, ispirto] ne varsa akvaryumdaki baligin icine -kiskanclik sonucu- dokmek, yetmezmis gibi bir de pipetle karistirmak, ardindan seneler boyunca vicdani rahat etmemek.
yumurtanın iki tarafını da ipanayla fırçalamak. sonuç olarak her iki tarafının da yumuşadığını farketmek. taaa o zamanlar reklamların bizi kandırdığına inanmaya başlamak.
dipsiz bir kuyuya (yada dibi vardır bilmiyorum ama çeşmesi de olan tarihi bir mekanda) ot püsür doldurup ateşe vermek. sonuç olarak tarihi bir çeşmeyi, tarihin tozlu sayfalarına gömmek.
bazen de yarım kalmış, hatta bir daha denemeye cesaret bile edilememiş deneylerdir, iyi ki de edilmemiştir.
kahramanımız küçük berk babasına sorar:
- baba, telefon faturası mı daha çok geliyor elektrik faturası mı?
+ telefon faturası tabi oğlum.
- hee. tamam o zaman..
berk gider, telefonu söker, tam elektrik prizine gelirken ensesinde sağlam bir şaplak hisseder:
- lan eşşoğlu eşşek! nabıyosun?
+ baba bak şimdi, telefonu elektriğe bağlıcam o daha az yazıyo ya. fatura az gelcek.
- siktir lan ordan. geç oyuncaklarınla oyna.
ve böylece bir deney daha yarım kalmıştır. belki de yaratıcı bir fikir köreltilmiştir. ne malum belki bir kaç sene sonra elektrik hattı üzerinden telefon hattını ben verecektim. **
gerekli olan malzmelerin başında pazar sabahı gelmektedir. işitme engelliler için hazırlanan haber bülteninin yayınlandığı saatler.
evdeki en büyük masanın üzerinden örtü dahil herşey kaldırılır. ve mutfakta ne kadar toz, baharat varsa hepsi her hafta farklı bir sıralamayla karıştırılır ve oluşan her renkte bir yudum içilir. tüm pazar öğleden sonrasının ishal ya da karın ağrısıyla geçirilmesine neden olduğu gibi, güçlenildiğini, görünmez olunduğunu herkesin dövülebileceğini de düşündürür bu karışımlar.
bir şişe kolonya ile yere adını yazdıktan sonra çakmakla çakmak. Böylece alevli bir isminiz olur. yaratıcılıkta sınır yok kedi köpek gibi desenlerlede çalışabilirler.
evdeki tüm temizlik malzemelerini karıştırdıktan sonra üstüne çamaşır suyu dökmek.daha sonra çamaşır suyuyla köpüren karışımı bakarak bir şey icat etmiş edasıyla sevinmek.
evdeki tüm temizlik malzemelerini karıştırdıktan sonra üstüne çamaşır suyu dökmek.daha sonra çamaşır suyuyla köpüren karışımı bakarak bir şey icat etmiş edasıyla sevinmek.
içeri gidip anneme bir şeyler söyledim. naşide ablamla gidip baktılar. yatak odasındaki dolaptan dumanlar çıkıyordu. telaşa kapıldılar biraz, ben de korkup beni her şeyden koruduğunu sandığım masa ve sandalyelerin altına tünedim. su falan attılanr olmadı. hortum falan da zaman alacaktı. annem nasılsa bi cesaretle yanan elbiseyi askısından yakaladığı gibi banyoya attı ve bir güzel ıslattılar.
o gün, annem, komşu ablayla konuşurken sinsice aldığım şeyi yebime attım. tıpış tıpış yatak odasına yürüdüm. mobilya dolabın içine girdim. çakmağı çıkarıp annemin kıyafetlerinden birini tutuşturdum. ortamda fazla kalamamış olmalıyım ki dışarı çıktım* ve dolabı kapattım. sanırım aklımda bir kamp ateşi vardı.
kızacaklar diye korkmuştum. yanıma gelip neden yaptın falana demeye başladılar. ikisi de gülüyordu. bu olay babama söylendi mi bilmiyorum. **
çakmak yanar vaziyetteyken üstüne annenin deodarantlarından sıkmak ve alevin ne kadar uzağa gideceğini hesaplamak ama perdenin ucunu tutuşturmanızla bu hesap kitap işinden aniden vazgeçilir.
sineğin kanatlarını kopartıp karınca yuvasının önüne atmak ve yine kanatlarından ayrılmış bir sineği örümcek ağına atmak. bunlar çocukken yapılan en favori deneylerdendir.
babanın çakmağını almak akabinde arkadaşı gaz çıkarma operasyonuna başlama vaktinin geldiğini bildirmek, gazın ejderha narası gibi olması, poponun yanması gülmek eğlenmek, bilime hizmet etmiş olmanın verdiği gururu yaşamaktır.