Yazın yaylada dolaşırken yoluma çıkan 15-20 cm uzunluğundaki kaplumbağanın dış kabuğunu taş kullanmak suretiyle çatlatmıştım. Çok küçüktüm o zamanlar tabi.
akvaryumdaki balıkların birini yakalayıp elime alıp karbonat yedirmiştim. biraz fazla yedirmişin herhalde 1-2 saat sonra öldü balıkçık
üzülmüştüm ama , yazık oldu , kocaman bir balıkdı , pişman oldum tabi ama geç oldu.
Benden hoslanan cocuga iki kuzenimi de asik edip kavga etmelerini planladim. Sonra birine kendini kotuleyen bir mektup yazdirdim ve bu cocuga diger yazdigi ask mektubu sanarak verdi. Ben gulme krizine girerken cocuk benden sogudu.
Ilk kasten bocegimi de bu yillarda ustune terlik atarak öldürdüm.
Su kaplumbagam akvaryumuna tırmanıp yere düşmüş . Salona bi girdim yerde takiliyo ellemeye korktuğum icin onu oracıkta birakip okula gitmistim. Allahtan annemler görmüş de kurtulmus hayvan.
sinek veya arı yakalanır. arıya dikkat etmek lazım sokar affetmez. sonra plastik başlı toplu iğnelerden bir tane alınır ve üst kısmına gelecek ve hayvanı ödürmeyecek şekilde saplanır. sonrasında hayvanın masanın üzerinde deli gibi dönmesi izlenir. en son can sıkıldığında da üzerine kolonya döküp bir güzel yakarsınız hayvan masanın üzerinde deli gibi dönecektir.
bunun bir de hayvanların kanatlarının söküldüğü versiyonu var.
köpeğe verdiğimiz etlere kemiklere pul biber dökerdik, hayvanı karanlıkta bırakırdık daha kızgın saldırgan olsun diye, 1 aydan sonra çıkarmıştık tasması ile, arkadaşı ısırınca bu işleri bırakmıştık.
O aralar ikiye bölsen de yaşar geyiği vardı. Kimisi de tekrar parçasını bulup birleşir diyordu. iki parçayı da ayrı ayrı yerlere gömerdim ben de garanti olsun diye.
10 yaslarindayim. bir takvim kagidinda okudum "salyangozlarin 32 bini askin disi vardir"
oha dedim nasil olur? toplayabildigim kadar salyangoz topladim ve bir elimde catal bir elimde bicak dogradim hayvanciklari. steril ortam olsun diye su dolu bir kapta yaptim bu islemi.