Gece Kar yağdığı zaman, herkes görsün bilsin diye, belki de heyacanımı paylaşmak adına, pencereden 'kar yağıyor' diye bağırırdım. Geçen gece kar yağarken bu haykırışı duydum, duygulandım. Demek ki hala bu bayrağı taşıyan çocuklar var.
Mutfakta görüp görebileceğiniz her şeyden biraz kırpıp kaba doldurmak. sonra çıkan garip çözeltiyi ne iğrenç koktu be diyip boşaltmak. her hafta tekrarlardım. *.
salak gibi "acabağ şunu koyduğumda patlar mı ya" diye korkardım. *
Kapının arkasına geçip odaya ilk gireni korkutmak. dünyaya nasıl bir garip canlı getirdilerse. ne anlıyordum bundan? Ama korkan kişiyle gülmemiz de cabasıydı. biz büyüdük ve kirlendi dünya.
Kuzenimin balkonundan Daglar falan gozukuyordu pek uzakta durbunle bakılınca agaclar gozukuyordu.
Palmıyeye benzediği için agaclar orayı Miami sandım ve anneme sordum orası miami mi diye hayır dediysede inanmadım kesin benden gizliyorlar gitmek isterim diye düşündüm.
Belli bir yaşa kadar buna inandım ve hayalimde cılgın partiler düşledim orada.. yazık bana.
her akşam yatmadan önce;
"allah'ım nolur uyandığımda saçlarım uzamış olsun.",
"allah'ım nolur ben uyurken yatağıma böcekler gelmesin."
gibi abuk dualar etmek.
not: bir gün tanrı'nın çalışma tarzının bu olmadığını anladım. ertesi gün gittim sarmaşık özlü bioblas ve böcek ilacı satın aldım ve her akşam yatmadan önce rahmetli böcekler için fatiha okudum.