Götünü kanepeden kaldıramayan asosyal beyanı. Ne olursa olsun bizler akşam ezanına kadar sokaklarda oynamış olan insanlar bununla her zaman gurur duyaceğiz! Yaşasın salçalı ekmeklerin kardeşliği!
playstation'ın icadından sonra doğmuş bir bireyin ifadesi. o zamanlar bu tarz şeyler yoktu bebeğim. babama zorla aldırdığım tetrisi mahallede 10 dakikasını 1 milyona oynatırdım. benim tetris oynattığım adamların çocuklarından birisin muhtemelen çünkü mahalleyi dijital köleye çeviren ilk pezevenklerden biri benim.
müteahhit babasının havuzlu bahçeli villasında büyüyen, pahalı oyuncaklarından başka hiç arkadaşı olmamış, sokak kültürü nedir bilmeyen ve sokağa olanca parasına rağmen ulaşamayan kişiler ne de çok kıskanırmış! dostunuz mu yok? kimseye güvenemiyor musunuz? paranız için mi yanınızda insanlar? yazık, kıyamam!
ailen ne ise ne, bölgen ne ise ne, imkanların ne ise ne.. önemli olan, sen nesin? sen sen isen, her gelir sınıfından insan ile arkadaşlıkta kurarsın, dostlukta, muhabbette.
Fakirmiydik bilmem ama her topladığımızda cebimizde ki 3 5 kuruş ile yeni top alır, sonra ona hayvan gibi tepe tepe şişirir ve patlatırdık, patlayan topuda ortadan ikiye kesip kafamıza şapka olarak takardık. Ne günlermiş be, o zamanlar iyiki bilgisayarım, telefonum, pspem yoktu ki çocukluğumu yaşayabildim, şimdikilere acıyorum.
parayla satın alınamayacak kadar güzel bir eğlencedir. o salçalı ekmeğin tadı, saklambaç oyunu, taştan kale direkleri, uyduruk kames toplarla yapılan her yerde aynı kuralları olan mahalle maçları ve daha sayamayacağım niceleri. bunların tadı, yeri apayrıdır.
Annem babam eve sokamazdı beni, sabah iner gece çıkardım. Tabii o zamanlar insanlar birbirine güvenir başkalarının çocuklarını kollardı, hepimiz arkadaştık sonuçta. Sabah erken uyanıp 7de kimse yokken güneşin kafama geçmesini ve mal mal takılmayı özledim.