bugün

yatağın altından öcü çıkcak zannedip gece yataktan anne odaya teşrif etmeden çıkamama.
hayatı seversin çocukken, hayatı bilmezsin çünkü ya da bir seviyi anlamak nedir, düşünmezsin. çikolatının kabına bulaşmış artığı yalamaktır o zamanlar sana çikolatadan daha tatlı gelen, bilyelerin içine odaklanırken yok olursun birden, uçurtmanın kuyruğundaki süstür seni mutlu eden, annen elinden bıraktı diye ağlarsın, kavgan ip, top, şeker üzerinedir ama para nedir bilirsin yine de o küçük avcuna sığmaz bile demir akçe, bakarsın koca gözlerle ve kandırır seni de ama o sana baldır, şekerdir ne alınır kaça bilmezsin ki, dünyan oyundur. ve ölümü bilmezsin, kaybetmeyi, o özlemi, toprağın altındaki bedenin orda olduğunu bile bile hissetmemesini anlamazsın, yitirdiğin çocukluğundur ölüm acısını tatmanla birlikte. bir de en çok çocukken babanın burnuna burnunu sürtüşü, o anki gözlerindeki sevgiyi, o yummuk gözlerini seversin, yitirceğini bilmeden.
(bkz: bayram harçlığı)
çocukluğun saflığından mıdır bilinmez, nedense o zamanlar her şey daha bir güzeldir. eskiyi yad eder insanoğlu...eski bayramlar, eski günler....yeniye ulaşmayı isteyen insanoğlu hep eskinin özlemini içinde taşır. nedendir bilinmez bu böyledir. halbuki aynı insanoğlu değişmeyen tek şey değişimin kendisidir gibi özlü lafları da sayıklamıştır.

madem değişecek her şey, gün gelecek eskiyecek tüm yeniler neden bu özlem? imkanımız olsa hep eskiye dönmek isteriz, misket oynayan, dizleri yaralı, üstü inceden kirli, ayağında terlikle ortada gezinen o halimiz; şimdilerde olduğumuz halimizden hep daha çekici gelir.

en güzel aşklarımız eski aşklarımızdır, en güzel yemekler eskiden yediklerimizdir, zaten biz büyüdük ve kirlendi dünya...inatla da kirletmeye devam ediyoruz...
anaaaaum ne tatlı şeysin sen öyle deyip göğsüne kafamı gömen taş hatunlar.
36 numara ayak...
sokak kavgaları.
misket oynamak.
saklambaç.
teravih namazından kaçmak.
annenin pazar arabasını sürmek.
tornet sürmek.
mahalle maçı.
komşunun bakkala göndermesi.
leblebi tozu.
bayram harçlıkları.
bayramda şeker toplamak.
başka mahalleleri keşfe çıkmak.
ağaçtan meyve koparmak.
düşüp dizleri yara içinde bırakmak.
yaz olunca babanızın kafanızı sıfıra vurmak suretiyle berberlik maharetini göstermesi.
neler neler...
telomer uzunluğu.
adı üstünde... çocukluk!
(bkz: mutluluk)
erken uyumak. televizyon seyrederken saat daha 20:00 iken uyuya kalmak.
saçlar.
masumiyet.
hayal kurma lüksü.
çükümün ucu.
mecazi anlam özürlülüğü.
kırmızı rugan ayakkabılar.
saflık
kurulan hayaller.
saflık, yaratıcı zeka, düz mantık ,masumiyet, hayaller..
tatakları koltuk kenarına sürmek. (çok kez kusmuştur annem bu yüzden...)

(bkz: hain evlat ökkeş)
kabuk. *
(bkz: çocukluk)
(bkz: merak)
kıskıvrak bi zeka, ve saniyelik hazır cevapların yerini çocukluğumdan sonra kıvrak bi zeka ve önceki dönemlere göre geç de olsa gelebilen hazır cevaplar almıştır.
Yorumu yapan arkadaş entry bırakmadı bize.
sunnet olduktan sonra kaybedilen kısımdır. *
Bayramlarda alınan harçlıklar.