zengin olmadığımız için eziyet etmezdik. atarinin adaptörü çok ısınınca kapatırdık. atari kasetleri bozulunca kabını çıkartıp üflerdik. ilginç işe de yarardı.
Ben değil de kardeşim yapardı. Bebeklerimi kapılara sandalyelere asardı, iplerle kollarını ayaklarını bağlayıp sallardı... dövüştürdü onları. Bir diğeri de komşunun küçük kızı... alırdı geri getirdiğinde ben şok! Yüzünü boyamış saçları zaten yolunmuş taradım diye.. ben ki değer veririm oyuncaklara ağlamışımdır çok bu yüzden gene olsa gene ağlarım. Ben iyi bakardım ya hep komşu kırardı, bozardı.
Lahana bebeğim vardı. Chukky ' i izledikten sonra soğumuştum ondan. Bir gün babaannemin evinde başbaşa kaldık. Korktum bundan. Kafası yerinden çıkanlardan değildi. Sonra bir güzel söktüm bunun kafasını yerinden. Sanki hala bana bakıyordu. Sobayı açıp attım bunun kafasını. iğrenç kokular çıktı. Millet bahçeden eve koştu , koku yüzünden. "Kızım neden yaptın " lar vs "işte ! " diye mal mal verdigim cevaplar.
Ben 80lerin çocuğuyum. 80lerde eziyet yapacağımız cafcaflı oyuncaklarımız yoktu bizim. Doğada gördüğümüz herşey oyuncaktı. Toprak, su, tahta.. Kavak ağaçlarından düşen pamukları yakalamaca, tenekelerden davul yapmaca, seksek oynamaca. Ama bahse girerim o lüks oyuncaklı çocuklardan daha çok eğleniyorduk.
Şimdi bence oyuncaklar çocuklara eziyet ediyor. Bütün hayal güçlerini yok ediyor. Çocukken kendimize icat ettiğimiz oyunların patentini alsak her birimiz mucit ilan edilmiştik belki de.
Küçükken bana alınan bütün oyuncaklarla biraz oynar, sonra içinde ne olduğunu merak ettiğimden parçalardım. Buna evdeki radyo ve benzeri eşyalarda dahil.