küçüklükten beri anne-baba şehirlerarası gittiğinde tek kalmış, korkusuz bir çocuk olmama rağmen bazen bugün bile karanlıktan mutfaktan gelen seslerden borulardan gelen seslerden tırsıyorum sözlük. *
ordan yusuf yusuf kaçtıktan sonra salonun kapısına gelindiğinde içeridekilere korktuğunu belli etmemek için aniden durup içeri girilir, kalp ağızda hissedilir.
not: ebeveynlerin gözünden bu telaşlı haliniz kaçmaz, kaçamaz.
korku filmlerinin ya da büyüklerin korkutmak amacıyla yaptığı şakaların sonucu psikolojinin olumsuz yönde bozulmasıyla ortaya çıkan kendini görünmeyen varlıklardan koruma refleksidir.
korku filmi izledikten sonra tuvalete gidememek gibi bilinçaltında fredy nin aranmasını gerektiren korkaklık.
bi de ışığı yaktıktan sonra yanana kadar odanın sonuna koşmaya çalışmak var. o daha bambaşka bi şey; (#10434062)
boyunuz kısaysa yaşayamayacağınız heyecandır. hep yapmak istedim ama parmaklarımın ucun da da yükselsem yetişemiyordum lambanın düğmesine. annem kapatıyordu ve sonra el ele beraber kaçıyorduk. o zaman da heyecanlı oluyordu ama annem yanımda olduğu için canavar gelse bile bir şey yapamayacağını bildiğimden heyecanım azalıyordu.
bir de bunun banyonun kapisini hizlica kapatip cikmak versiyonu vardir. mutfak, banyo, salon farketmez. aradaki tek fark; kucukken bir öcünün gelip sizi yiyecegini düsünürsünüz, buyudugunuzde ise cinlerin size saldiracagini.
arkandan birinin geldiğini sanmaktır. böyle olaylar çocukların yaşlarını aşan korku filimleri izlemesiyle ortaya çıkarak en kötü ihtimalle kişilik bozukluklarının belirlendiği gözlemlenmiştir.