Küçük bir kasabada geçirdiyseniz çocukluğunuzu, asla yaşamadığınız mutluluktur.
O küçük kasabada mutluluk arkadaşlarınla uçsuz bucaksız çimlerde maç yapmaktır mesela, gecenin 2:00'inde özgürce dolaşabilmek, yaşlı teyzelerin pazarda satmak için sırtlandığı çuvalın ucundan tutmaktır. Onların o samimi, içten, titrek bir 'yavrum' ile biten dualarını almaktır mesela. Kendi yaptığın oyuncakla oynamaktır mutluluk küçük bir kasabada.
Ama hiçbir zaman mc donalds mutluluğu değildir. En azından şimdilik. ***
küçükken mc donalds her yerde bulunmazdı ve mc donalds' tan bir hamburger yemek insana dünyanın en büyük hediyesi gibi gelirdi. şimdi bakıyorum da ne mc donalds' ın değeri kalmış ne de burger king' in. çocukken yaşadığım şeyleri, küçük şeylerin duyduğum mutluluğu şimdi arıyorum ama yok, bulamam öyle heyecanlar.
bayramlarda, doğum gününde, karnede filan gidilirdi. biran önce yemeği yiyimde annem oyuncağımla oynamama izin versin diye acele edilirdi. bende kardeşimi götürcem yarın.yaşlanmışız be..*
o büyük hazları yaşamamı sağlayan hamburger, içindeki dilim turşusu. bol patatesi.. o patatesten babanın da paylandığına görünce yaşanan duygu dolu anlar. asla bitmeyen kolası.. ve tabii ki oyuncakları..
her çocuğun hayatında belki de vardır bu duygular.