suyun şeffaflığı her şeyi göz önüne serer. bir de o anları ölümsüzleştirmek için çekilmiş fotoğraflar vardır ki olur olmaz zamanlarda ortaya çıkarlar, zaman zaman mahcup duruma düşürür bazen de küçük bir tebessüm yaratır suratta.
Herkes bilmez. Sobanin onunde yere su gelmesin diye serilmis koca bi ortunun ustunde genelde kirmizi ve ya mavi olan naylon legenlerin icin usumeyelim diye bir miktar sicaksu dokulur. icine oturulur. Anne once sert bir sekilde vucudu ovalar. Saha sonra zeytin yagli sabunlarla ilk bas yikamasi yapilir. Ardindan ise en guzel bolum sampuandir. Onu yikadiktan sonra legende kopuk birikir. En son asama durulanmadir. Yer kalmadiysa legen bir kat bosaltilir. Sonra durulanip havlu sarilir ve sobanin onune gecilip isinilir. Genelde kis aylarinda yapilan bir seydir. Cunku dogalgazsiz evlerde banyo soguk olur.
benim leğen kırmızıydı. banyonun önünde, küçük tüpün üzerindeki kazanda su kaynardı. annem oradan bir tas su alıp leğene dökerdi ve ardından çeşmeden akan sudan bir tas alıp yine leğene dökerdi.suyu sevmeme rağmen çok ağlardım. bir türlü anlaşamazdık annemle su konusunda. sebebini yıllar sonra anladım. çocukların çoğunluğu sıcak sudan kaçıp suyun ılık olmasından haz ederken,ben tam tersi suyun çok sıcak olmasından hoşlanıyordum ve anneme bunu anlatamıyordum. annem suyu ılıklaştırdıkça ben basıyordum çığlığı. ben çığlığı bastıkça annem biraz daha soğutuyordu suyu. ama yine de güzeldi. leğene sığacak boyutta olsam da yine yıkatabilsem kendimi anneme...