kendimden büyük bütün güzel kızlara, kadınlara aşıktım...
gerçi enteresan bi çocuktum.
bi keresinde mutfak halısında sırt üstü yatmış, tavana bakıyodum.
o sırada komşunun kızı naciye abla mutfağa bişey almaya gelmişti.
yattığım yerden yukarı bakarkene afedersiniz bunun blüzünün altındaki açıklıktan sütyenini görmüştüm ben.
sonra hemen aşık oldum ona.
akabinde naciye abla bize her geldiğinde direkt olarak mutfağa gidip sırtüstü yatmaya başlamıştım.
nasıl bi sabırdı benimkisi hiç anlamadım.
öyle mal gibi naciye abla geçsin de göriyim diye bekliyodum.
ayrıca nasıl bir aşktı bizimkisi?
diyalog yok, güzel bakışmalar yok!
yalnızca naciye ablanın sütyenine odaklanmış bir ben vardım.
onun haberi bile yoktu henüz.
ve nereye varacaktı acaba bu ilişki?
bütün bu sorulara cevap ararken naciye abla artık bize gelmemeye başladı.
aşkım artık bize gelmiyodu.
çocuk aklımla korkmuştum. öyle ya; anlamıştı benim sütyen merakımı, ondan gelmiyodu!
neyse yılllar sonra öğrenecektim naciye abla'nın abimin sözlüsü olduğunu!
meğer anlaşamamışlar, bitmiş.
allah' tan öyle olmuş. yoksa abimi domaltırdım harbiden.
ne demekmiş kardeşinin aşkıyla sözleşmek görürdü yavşak!
karşınızdaki kişinin yaşını başını hiçe sayıp, onu kendinizle bir tutmanız, peşinden koşturmanızdır.
sizin gözünüzde dünyanın en iyisi, en güzeli, en akıllısı...(böylece tüm olumlu en'ler gelebilir) odur.
her çocuğun kuvvetle muhtemel başından geçmiş aşk değil de bağlılık duygusu.
daha henüz okula bile gitmezken apartmanımıza taşınan öğrenci ablalardan hiç unutmam esra isimli olanına bir ayrı bakardım. çok güzel gelirdi bana. bazen bana baktığını görür mutlu olurdum. şimdi diyorum lan yaşın kaçtı başın kaçtı o senin neyineydi?*
aşık olmak değil de hayranlık duymaktır. sizden büyüktür, ne çok şey biliyordur, ne kadar sıcaktır, yardımseverdir. yaptıklarıyla, anlattıklarıyla, giyim kuşamıyla bile kahramanınız olur sizin.
* çok ayran gönüllüydüm. hep aşık olacak birini mutlaka bulurdum hemde 20 yaş falan büyük olanları bi bakmışsın sinema sanatçısı hayatımda bi bakmışsın komşunun oğlu. sanırım bu duyguyu bu aşkı yaşamayan yoktur. her çocuğun yaşaması gereken şeydir.
edit: ** minicik yüreğinizin pır pır etmesidir, heyecan duymak, gelmesini beklemek, hayranlıkla o nu izlemektir. aşkı sevgiyi tanımaya yardımcı olan acıyıda neşeyide yüzünüze yansıtan eylemdir. ne boyu boyunuza, ne huyu huyunuza , ne yaşı yaşınıza uygundur bunun farkına varamazssınız çünkü çocuksunuzdur. ve akılda kalan unutulmayan gerçek aşktır yıllarda geçse hatırladıkça gülümsemenize neden olacaktır.