ben ismimin değişeceğini zannederdim. ismimin arkasına teyzeyi yakıştıramazdım. annemin de isminin çocukken farklı olduğuna ve evlenince değiştiğine inandım. hem de ciddi ciddi inandım. acaba ismim ne olacak diye de oturur düşünürdüm.
mahallemizde bi süthane vardı tabelasında 'süt ve süt ürünleri' yazılı. yıllar boyu sütü neden iki kere yazdıklarını anlamaya çalışmıştım bi başıma. ilk yazılan sütte kastedilenin sadece süt olduğunu ordan taşındıktan yıllar sonra aynı yazıyı başka biryerde görünce anlamıştım. ama beynim çürümüştü amk düşünmekten.
havuz problemlerinde, tıpayı açan salağın kim olduğunu çok merak ederdim. yahu aç kaç tane musluk varsa; tıpaya da dokunma 10 dakika da dolar zaten. neyi hesaplattırıyorsun?
-bir dizi/film karakteri neden sırf bir için ölür ki? (rol gereği ölenleri gerçekten ölüyor zannederdim)
-bir şarkıcı nasıl olur da her gün aynı yere gidip, aynı kıyafetleri giyip, aynı dansı edip aynı şarkıyı söyler? yorulmuyorlar mı? (evet, kliplerden bahsediyorum)
-bir oyuncu film bitince nasıl kıpırdamadan durabiliyor ve oyuncuların isimleri akıp giderken onun yüzü gıdıklanmaz mı?
-kraker, cips ve diğer yiyecek paketlerinin arkasında neden ayet yazıyor ki? (içindekilerin arapça yazılmasından bahsediyorum)
-babam böyle pasta yapmayı nereden öğrendi?
dünya. güney yarım kürede yaşayan insanlar nasıl olurda ters durmuyor, ordakilerde düz halbuse. ondan önceki cahiliye döneminde de kürenin dışında değilde içinde yaşadığımızı düşündüğüm için dünyanın sonunu çok merak etmiştim. çok sığmışım be sözlük, zaten ortaokula kadar zeytin yemesini beceremezdim.
pokemonda roket takımı her seferinde havaya ucup patlıyorlardı sonra gökyüzünde yıldız oluyorlardı ve her seferinde geri geliyorlardı ben onların nasıl geldiğini çok merak ederdim.
dünya yuvarlak ya hani. biz bunun içindemiyiz yoksa üstünde mi?
eğer içindeysek nasıl durabiliyoruz içinde, içinin neresinde duruyoruz?
hem dünya dönüyor diyorlar, biz niye dönmüyoruz? baksana toprak gitmiyo hiç, nasıl dönüyo ki?
dünyanın bittiği yere gidip uçurumdan aşağıya atlasak nereye düşeriz acaba? hep düşeriz ki. sonu yok diyorlar çünkü.
bu sorular yıllarımı aldı benden. çocukluğumu yedi evrenin sırları. gece rüyalarımda hep dünyanın sonundaki uçurumu görüyodum. oraya kadar gidip aşağıya bakıyodum. doğal olarak sonu görünmüyodu, sis ve duman sadece. ordan baktıktan sonra korkarak uyanıyodum hep. belki de yükseklik korkum bu yüzdendir.