trt'de bir film izlemiştim. şimdi düşününce uyduruk bir filmdi işte. ama yine de hatırlayan olursa diye aklımda kalanları yazayım:
kırk yaşlarında bir kadın ve bunun ergen liseli bir kızı var. annesi çok ilgilenmesine, üstüne düşmesine rağmen kızla araları bozuk. tipik ergen tribi işte. neyse bir gün bu kadına bir paket geliyor. içinden çocukluğuna dair hatırladığı cd gibi bir şey çıkıyor. küçükken de bundaymış da kaybolmuş sanırım. oraları net hatırlamıyorum. bu cd'yi bilgisayarın sürücüsüne takıyor. ekranda hamster gibi bir hayvanın bu cd nin üzerinde koşarak döndürdüğünü görüyoruz. sonra o görüntü gidiyor ve hani şu windows'un yeşil çim üzerine bulutlu gökyüzü temalı bir arka plan görüntüsü var ya, o görüntü geliyor. ve kırmızı elbiseli bir genç kız temadaki gökyüzünden sarkan bir salıncağa binmiş sallanıyor. salıncak ileri geri gittikçe ekranın dışına çıkıyor salıncak, görünmüyor yani, sadece salıncağın ipleri görünüyor. işte bu görüntü bitip de bilgisayar kapanınca bir bakıyoruz, bu kırk yaşında kadın olmuş mu sana genç kız. hem de o bilgisayarda sallanan kırmızı elbiseli kız. sonra kızının okuluna kaydolup arkadaş oluyor onla. hocaların sorduğu bütün soruları biliyor falan.
öyle bir filmdi, sonunu da hatırlamıyorum. o zamanlar her evde bilgisayar bulunmadığından o salıncaklı sahne çok büyüleyici gelmişti bana. o yıl biz de bilgisayar aldık eve. aynı bulutlu tema bizim bilgisayarda da vardı (her bilgisayarda olduğu gibi). bazen oturup dakikalarca seyrederdim salıncaklı kız çıkar mı diye. çıkmayınca orasını burasını kurcalardım bilgisayarın bozuk mu bu diye.
yaklaşık 11 sene önce izlediğim bir filmi arıyorum. hatırladıklarım;
>filmde çocuk denecek yaşta iki kişi var. çocuk kızı seviyor.
>filmin başında çocuk elindeki kamera ile kızın görüntülerini kaydediyor sohbet esnasında.
>sırt çantaları ile yolun ortasında yattıkları bir sahne hatırlıyorum.
>çocuklar akıllarında hiç yokken birden banka soyuyorlar.
>filmin son sahnesi: kız dışarıya çıkarılıyor bir şekilde. dışarda polisler içerideki çocuğu ikna etmek için çabalıyorlar. çocuk bir şekilde teslim olmaya karar veriyor. silahını bankada bırakarak teslim olmak için dışarı çıkıyor. belinden çiçek çıkarıp kıza verecekken polis o hareketi silah zannediyor ve çocuğu vuruyor.
çocukken olmasa da birkaç sene önce izlediğim film. amerika'nın çölünde bir yerde zamanında asfalta gömülerek öldürülmüş işçilerin hayaletleri o yoldan geçenlere musallat olup öldürüyorlardı. ismi "beton adamlar" diye hatırlıyorum ama bulamadım internette.
korku filmiydi. bir tane adamla ailesi bir evde yaşıyorlar.. evi satmasını isteyen arkadaşları gibi mi ne biri var.. ama adam satmak istemiyor.. bunlarda evi satsın diye korkunç şeyler yapıyorlar.. hayaletli perili falan.. hatta evin sahibinin adı roger(racır)dı.. pizzanın içinden el falan çıkıyordu.. bu filmi hatırlayan var mı ?
ya bi tane vardı. böle bir tekne kazasında bi grup adaya düşüyor ada da nazilerin birtakım deneyler yaptıkları bir ada. böyle ölmüş askerleri diriltmişler falan. hatta gölden falan çıkıp bu garipleri öldürüyordu bu askerler. gözlerindeki gözlük çıkınca ölüyorlardı. sonunda sadece bir tane kadın kurtuluyordu bonus kafalı.
hbb tv'de ayda bir kez mutlaka yayınlanan bir film vardı. evli bir çift vardı. çocukları olmuyordu. çiftimizin evleri çalıştıkları yere yakındı. yemek molasında bile eve gidip çocuk yapmak için çabalıyorlardı. kadın daha sonra kocasını başka biriyle aldatıyordu. aldattığı kişiyle evden kaçıyorlardı. hbb tv tekrar açılsa da keşke bu filmi tekrar yayınlasa...
iki dev vardı, küçük çocuğu koruyorlardı. Birde bunların arabası vardı böyle canavar gibi. Sanırım hiçbir zaman adını hatırlayamadım, hatırlayamayacağım.
yıllar yılı düşünüp de ismini bir türlü bulamadığım bir film var. sözlük ahalisinden acil yardım talep ediyorum. en aşağı 15 yıllık filan bir film. film 2 dünya savaşı sırasında nazilerin sovyetler'e doğru ilerlerken girdikleri ülkelerden birinde geçiyor. bir grup genç nazilere karşı ufak çaplı eylemler yapıyorlar. sanırım içlerinden biri kızdı. bunlar orta sınıf ailelerin çocukları, iyi okullarda okuyorlar filan. aileleri hiçbir şeye karışmamalarını istiyor. sonra bunlar işçi bir çocukla tanışıyorlar. çocuğun ellerinin büyüklüğüyle ilgili bir mevzu hatırlıyorum. bu işçi çocuk bunların ufkunu genişletiyor ve bunlar sanırım nazilere mühimmat taşıyan bir trenin yoluna bomba koyup havaya uçuruyorlar. sonunda hepsi yakalanıyor. bir tek o işçi çocuğu kalıyor. bu çocuk da bir tekneye binip kaçarken arkadaşları askeri araçla götürülüyorlar. bir de bunlar çatı gibi bir yerde buluşuyorlardı. çatıdaki çanı çalarak anlaşıyorlardı. çocuk da tekneyle kaçarken teknenin düdüğünü çalıyordu va arkadaşları onun kurtulduğunu anlıyorlardı. aracın içinde ayaklarını yere vurarak marş söylüyorlardı ve öyle bitiyordu film. direniş gibi tek kelime bir ismi vardı filmin ama hatırlıyamıyorum. filmin neredeyse tüm sahnelerini hatırlıyorum ama isim olmayınca nafile... aman ulu, canım ulu, derdime bir çare...
ah su lanet film. simdi olay L.A gibi bir yerde geciyor filmin gruntusu gun batimi gorunumunde hep. 3-4 tane cocuk var. metro cikisinda hot dog satan adamin arabsina metro merdivenlerinden asagi dusuruyorlar filan oyle biseler iste.
Wızard of oz u bulmamamın 3 senemı aldıgı gıbı kafayı yedırten fılmlerdır. Oyun versıyonu olarak aterıde bır oyun vardı agzına kadar dolu bıra sıselerı bardan gelıyordu tutmaya calısıyordunuz bulana 700 tl keş.
fare gibi bir çocuk vardı. insanları yiyordu. ergen çağlarımda aklımda kalan filmlerden biridir. özel kanallar daha çok yeniydi, sansür falan pek bilinmezdi. o kanlı sahneleri hiç unutmam ama filmin adının ne olduğunu unutalı çok oldu.
ironisinin çocukların körpe beynine oluk oluk zehir akıtmak olan, ismini şimdi hatırlayamadığım bir çizgi film vardı. Böyle evrim teorisini destekleyerek, propagandasını yapardı. ilkel insan türleri vardı, kıllı mıllı, aptal tipten, nasıl oluyordu hatırlamıyorum ani bir reaksiyonla evrim geçirip, bir gurup zeki bilim adamına dönüşmüşlerdi.
ismi olmayan filmlerdir. benim izlediğimde sanırım mutasyona uğradıkları için dev arılar, örümcekler istilası altındaydı amerika. * insanları kurtarmaya çalışan iyi polisin beynini emen dev kelebek vardı. o gün bugündür kelebekten korkarım arkadaş ben.
olay su ki: bir kadin markette dogum yapiyor. ayni filmde bir de sarkici olmak isteyen bir adam var. menajeri sahneye ciktiginda bir rulo verip pantolonun icine koymasinin (malum izlenim icin) faydali olabilecegini soyluyor. cocuk oldugumdan buralar aklimda kalmis, sonucta izledigim en mustehcen seydi ve aklimda yer etti. bu denli sacma seyleri birlestirebilecek bir insan evladi varsa memnun olurum.
filmden akılda kalan sahneler, sekanslar anlatılırsa çok rahat bir şekilde bulunabileceğine inandığım başlıktır. Eksi'de bu başlığı açtığım zaman, bir çok insan sahile gidiyorlar, sahilden bir adam çıkıyor eki eki diyerek dalga geçmişti ama başlık alttına entry girenler bir şekilde aradıkları cevabı buldu. He bu cevaplar çocukluk anılarını depreştirip insanı melankoliye mi sürükledi, yoksa o güzel hatıraları püff diye yok mu etti bilemem. howard the duck'ı tekrar izlerken bu ne lan demiştim ama the goonies i izlerken gerçekten çocukluğuma döndüm diyebilirim.