çok büyüktür. mesela o amına koduğumun jaws filmi yüzünden hala tek başıma açılamam denizde. ayağıma ufak birşey değse, içkillenip deli gibi kıyıya yüzerim. lanet olsun sana jaws.
her gece anne baba arasında uyuma isteği yaratır.
ışıklar açık uyunur.
tuvalete ve evin diğer odalarına tek gidilemez , bir refakatçiye ihtiyaç duyulur.
yorganın altına iyice nefessiz kalınacak şekilde saklanarak uyunur.
karanlıkltaki gölgeleri, oyuncakları vs. canlı sanarsınız..
- "ayy bir şey kıpırdadı!"
- "şu oyuncak sanki gözünü dikerek bana bakıyor, içine bir şey mi girdi acaba!"
tuvalete giderken tüm ışıkları açmak,sürekli arkana bakarak işimek sonra ulan bu yolculuğun bir de dönüşü var diye düşünmek yatağa ulaşınca ulan bugün de yırttık demektir. işte böyle bir etkidir.
gecenin ortasında gelen çiş yüzünden uyanmak istememektir. en büyük korku budur aslında. çünkü o durumda uyuyamaz o velet bi' daha. el mecbur evin tüm ışık kaynakları açılır, gerekirse anne uyandırılır, -'anne ben işiyom, beni takip et.' - ve eller yıkanırken kafa kaldırılıp aynaya bakmaya cesaret edilemez, dönüş yolu zordur, korkunçtur, arkadan bir canavar, hayalet, cin, peri her ne boksa onun kovaladığı düşünülür ve hayatında öyle depar atmamış çocuk o an en zoru başarır, odasına 2 saniyede ulaşır. korku biter.
bende gece su içmek için mutfağa biraz zor gitmeme sebep olan etkidir. 12 yaşındayken kılıçlı bir katille ilgili bir korku filmi izlemiştim; gece mutfağa su içmek için gidebilmek için önce tuvaletin, sonra salonun, sonra holün, sonra da mutfağın ışığını açmam gerekmişti. tabii ışık düğmesine ulaşabilmek için nasıl koşturduğumu ve ışığı açtıktan sonra etrafa nasıl bakındığımı söylememe gerek yok sanırım.