bugün

ilkokulda ikinci sınıftı yanılmıyorsam arkadaşlarla ciddi ciddi öğretmenimizin evimizi odamızı izliyormuş lafina inanmak.
Dişimi yastığın altına koyunca gelen parayı diş perisi getiriyor sanıyordum hala öyle düşünüyorum annem getirmiş olamaz!
Noel Baba'nın gerçek olması, diş perilerinin para bıraktığı ve ölen herkesin haberinin televizyona çıktığı.
dünyayı yaratan yüce bir gücün olduğu.
bütün insanların 100 yıl yaşadığına ve sonra bir anda yok olduğuna inanıyordum, tabi kardeşimle sen benden daha çok yaşayacaksın diye kavga ettiğim çok olmuştur.
Yağmur yağarken allah ağlıyor sanmak.
Hayatın güzel olduğuna inanırdım.
Banyo suyu kirlidir.

Sonra gider o suyla duş alırız.
Asgari ücretin askerlere verildiğini sanmak.
Dünya'nın, öküzün boynuzlarının üstünde olması.
Yazarların küçükken ne kadar çok saf olduğunu öğrenmiş olduğum başlık.
Pisa kulesi'ni pizza kulesi sanıyordum.
hep çocuk kalacağımı sanırdım.
Minareyi allah sanmak.
adı üstünde çoçuk inanılan her neyse ne kadar saçma olursa olsun en tatlı zamanların mantıklı inançlarıydı. sevindiren, eğlendiren.
doğal bir yaşamın saçmalıklarını şimdinin kurmaca hayatına değişmem.
Ezanı allahın okuduğunu sanmak.
Bu nasıl hayalgucu.
Bir şeyi yüz kere söylersen gerçekleşir sözü.
Tabağında ne kadar pirinç tanesi bırakırsan o kadar çok çocuğun olur sözü.
Annem sağlamasını yapmak için de çinlileri örnek gösterirdi. Vay be zeki kadınmış.
Büyüyünce her şey daha güzel olacak, çabuk büyümem lazım o zaman her şeyi yapabilirim.
Ben çocukken külliyen salaktım . Hatta safliğımla hep dalga geçerlerdi.

Komşulardan birine inme inmiş. Anlatıyorlar yanımda. Yatalak olmuş işte konuşamıyormuş bile , diye. Bende sandım ki inme gökyüzünden üstümüze düşen bir şey. Üstümüze iniyor , sakat kalıyoruz. ( cocuk aklıyla sakat yani kusura bakmayın engelli)
Sonra bir kaç gün sokağa hiç çıkmamıştım korkudan. Sonra dediğim gibi salak bir çocuk olduğum için olayın etkisi geçince , unutup çıkmışımdır sokağa.
allah din vs. salak salak batıl inançlar.
Ben gökyüzünden geçen uçaklara el sallardım çünkü içindeki yolcuların beni görebildiğini düşünüyordum.
serçeler adım atamaz hoplaya hoplaya gider ya. anneme sebebini sordum bir peygamber varmış o serçeleri cezalandırmak için ayaklarını bağlamış. ondan beri ayakları bağlıymış.
ben de evin avlusuna tuzak kurup bir serçe yakaladım. bir heyecanla elimi iki ayağının arasından geçirdim ve elime bir şey takılmadı. annemin yalanını çıkarmıştım böylece.
çocukken hortlak denilen canlının var olduğuna inanır ölüden korkardım ama insan büyüýünce anlıyor ki ölünün insana bir zararı dokunmaz olüden değil diriden korkacaksın.
ay'ın Allah olduğunu sanan bir ben olmayam.