seni romanlardan aldıkları..aslında aileden kimseye benzemediğin..aynalara bakar bakar ağlar buna inanan çocuk..bu insanın psikopat bir ablası vardır çünkü..akabinde anne babanın düğün resimlerine bakıp 'ben nerdeyim bu resimde,niye yokum' diye sormak ve o aileden olmadığına kesin inanmak..
insanların*ben onlara belirli bi uzaklıkta yaklaştığımda öten cihazlara sahip olduklarına ve aslında insan olmadıklarına yeşil,kahverengi canavarlar belkide uzaylılar olduğuna, o cihaz öttüğünde şekil değiştirip insan hallerine dönüştüklerine inanmak.*
allah'ım düşündükçe kendi salaklığımdan utanıyorum. bahçede olan bir ot ya çiçek bile diyemiyorum. bir gün arkadaşıma bu otu koparırken dilek tutup bir de onu ne kadar uzağa fırlatabilirsen dileğin o kadar çabuk gerçek olur demiştim. o da inanmıştı. işin garibi ben de inanmıştım kendi yalanıma.
en yakın komşunun son derece asabi bir hemşire olduğu ve yaramazlık yapan çocuklara sürekli iğne yaptığı. doktordan hemşireden de soğuturlar çocuğu. halbuki o hemşirelerin arasında ne taş..öhm.. neyse...
babamın dünyanın en büyük adamlarından biri olduğunu sanırdım. (boyum babamın beline gelirken)(1.98'dir kendileri)(yani belini ancak geçebildim zaten) (bkz: pigme)
anne karnındaki bebeklerin nerden çıkacağını kestiremediğim için karnını yarıp aldıklarını sanırdım.
çıkan dişin yastığın altına konulduğunda ertesi gün para bulacağına inanmak.
yenilen yemek bitmediği halde tabağındaki lokmaların ya da köpeklerin kendisini kovalayacağını sanmak.
ve en güzeli noel baba.
kahve içenlerin japon olması.
babam tembihlemişti japonlar gibi boyun küçük kalır küçük pipili olursun diye. bizde bu hurafeleri yedik. malmışız tabi. şimdi 21 cm. * *