Tüm büyüklerin bizi sevdiğine, koruduğuna inanırdum. Gerçi o zamanar öyleydi be..
Din pezevenkliği maskesiyle çocuklara tecavüz yoktu o zamanlar. Kimse de cesaret edemezdi, toplum bu kadar aptallaşmamıştı.
Ailemin beni kilise avlusunda buldugunu ve gercek annemin adinin maria olduguna inandirmisti abilerim. Büyüyünce bulmaya karar vermistim ama malesef hala bulamadim.
Kendimi bildim bileli sosyal ilişkilerim kötüdür. Küçükken bile bundan ciddi bir şekilde rahatsız olur, sorunuma çözüm arardım ve her zaman "büyüyünce düzelecek." derdim. Düzelmedi.
Gündelik, sokakta oynarken giyilen kıyafetlerle ego şöförlerinin bizi otobüsüne almayacağını zannetmek gibi kıytırık inançlardır. O otobüslere binebilmen için önce şık giyinmen gerekir.
Atatürk ve sınıf öğretmenim hayatta sıçmamışlardı mesela.
iyi bir çocuktum ben; çam ormanında da Şirine’ yi aradım.
anneannemin uydurduğu bir karakter vardı “taran kedi” diye. yaramazlık yaptığımızda bizi yakalayıp inine götüreceğini söylerdi anneannem. yerlere, toprağa tutunmaya çalışarak kurt gibi bir kedi tarafından saldırıya uğrayacağım canlanırdı gözümde.
çocukluğumu yedin anneanne.
seyyar şekilde sokak sokak gezip bıçak bileyenlerin çocukları kaçırıp öldürdüğü. heriftede katil tipi var zaten bide dik dik bakıyor pezevengin evladı. çocukluğumu çürüttün muharrem amca.