iddia ediyorum böyle bir arkadaşı olmamış insan çocukluğunu tam anlamıyla yaşamamış desek yanlış olmaz. olumsuz konuşayım dedim, cümlenin hemen hemen tamamını o yüzden olumsuz kelimelerden seçtim. o hissi yaşayın diye.
efem bu arkadaşın hangi söylediği yalan, hangisi doğru ayırt etmek hemen hemen imkansızdır. eli cebinde saniyede yüz yirmi beş yalan uydurabilen bu piç, her seferinde de herkesi inandırmayı başarabilir. mesela bir gün yürürken bana
- bir kilometre ne kadar biliyor musun, diye sormuştu. bilmediğimi söyleyince biraz bekledi. bense ağzım açık, onun ağzından çıkacak ilimi bekliyordum.
- işte bir kilometre bu kadar, dedi. takriben 20 adım filan yürümüştük. şimdiki asdasdqwertyveyagordonfreeman olsam derdim ki
- sekter ordan pij. hadi olmaz ya, bir adımımız bir metre diyelim. 20 adım attık, 20 metre ilerledik yavşaaaam.
ama o zaman ne dedim biliyor musun dostum?
- hadi ya? demek ki bizim köy o kadar uzak değilmiş, dedim. düşünsene bir, babamı bile satmışım o an. koskoca baban sana köy uzak demiş. sen nasıl olur da o adamın lafından şüphe edersin? etmişim işte beyler. aklıma geldikçe babama karşı kendimi hep mahcup hisseder, hüzünlenirim. durgunlaşırım.
bunlardan biri beni çok fena keklemişti.
sene 1981. ilkokul birinci sınıftayım. malum o zamanlar uzay filmleri pek bir gündemde. zaten kanal yok, herkes aynı şeyleri izliyor.
bir de o yıllarda casio'nun dijital göstergeli saatleri yeni çıkmıştı. bu fırlamalardan biri sünnet hediyesi olarak bir tane edinmiş. ya 3'e, ya da 4'e gidiyordu.
birgün bahçede oturuyoruz tenneffüste. saati inceliyoruz.
-bak şimdi, burda yanıp sönen işaret var ya, o ufoların yaklaştığını gösteriyor. uzay gemileri buraya çok yakın.
-yaa?
-evet. bak şimdi buraya basıcam, ışık yanarsa ufolardan biri buralarda bir yere inmiş oluyo. bak basıyorum. aha ışık yandı. inmişler olum.
-aaaaaa!??
-yaa, şimdi bu düğmeyi de basılı tutucam, eğer rakamlar sürekli değişirse üzerimizde uçuyorlar ve muhtemelen saldıracaklar. bak şimdi basıyorum. aha, numaralar değişti. saldıracak bunlar.
-anneeee!
yanlız aga, adamdaki de nasıl bir hayal gücüdür, hadi biz cahiliz, tırsıyoruz, sınıfa bir kaçışım vardı ki sormayın, hala o anı hatırlayınca içim bir fena olur.
yıllar sonra memlekete gitmiştim, üniversiteyi yeni bitirmişim. arkadaşım pazarcılık yapıyordu, 4-5 tane tezgah kurmuş. geldi mi lan ufolar dedim, güldü.
bu piç yalan söylerken iki eli cebinde olur ve dünya sikimde değil bakışı atar. sanki dünyayla arasında pamuk ipliğinden bir bağ varmış, en ufak bir müdahalede her şeyden vazgeçecekmiş gibidir. onu inandırıcı kılan da bu tavrın ta kendisidir.
-sizin apartman inşaatken temelin içine işçi düşmüş bulamamışlar
-ee sonra?
-geçen gece abim görmüş, adamın ruhu sizin bodrumdan yukarı çıkıyormuş.
-neyse hava kararmadan ben eve gideyim artık.(merdivenlerden beşer beşer çıkılır)
bu arkadaşın birden fazlasına sahip oldum. bir alana iki promosyon veriyorlardı. dedim o zaman bunu ilk okulda alayım, diğerini orta okulda alırım. lisede de duruma göre bakarız.
orta okuldaki piç bildiğin piçti. ilkokuldaki kadar masumca yalanlar söylemiyordu. hangi kızdan hoşlanıyor olsak o kızla bir şeyler yaşamış oluyordu piç. onun yüzünden daha geçen seneye kadar bütün kızları orospu sanırdım ben. düşünüyorum da, resmen yaşama hevesimizi sömürmüş pis herif.
- bunların 5 dairesi falan vardır,
- yer yaz farklı illerdeki yazlıklarına giderler,
- o yaşta bile kızlar etrafında ateş dansı yapar bu tiplerin,
- yolda yürürken kızlar dondurmasını, şekerini falan hep bu tipe verir,
- pijinolu öyle bi atar ki, sanarsın yedi ceddi kraliyet mensubu,
- karşındakine bi güzel yamyam rolü verir, kendisiyse el-müthiştir,
- ulan öyle bi bünyedir ki, oynanan futbol sonucunda dahi bütün cuk asistler bu adamın ayağına oturur,
- öyle bi deyyusunoludur ki bu, hep en çok harçlık bunda olur,
o değil de nasıl bi içerlemem varsa o piçle alakalı, her şeyi dökmüşüm bi anda. ama adam inandırıyodu o yaşta.
bildiğin lorddu o gözümde., yok lan kingdi king.
hatta o aralar chat kanalındaki nicki de pijinolu_king'di.
şimdi nerdeysen gel bul beni olm. fena yalanlarımla, atma ziya uydurmalarımla girişcem sana. *