çocukken her gün aşık olmak

entry5 galeri0
    1.
  1. Yıllar öncesiydi. Bakkallar vardı o zamanlar, market ve afra alışveriş merkezleri birer lükstü mesela. Üzerinde fatih sultan Mehmet resmi olan 1000 lira ile bir sürü şey alırdık, leblebi tozu çekerdik ciğerimize sigara yerine, first duo değil tipitip di çiğnediğimiz. Akşamları geç saatlere kadar saklambaç oynayan bir sürü çocuktuk. Bazı günler, bisiklete atlar, topluca gezer, normalde ailelerimizin müsaade etmeyeceği kadar uzak yerlere giderdik.

    “Ağızdan öpmeli” filmlerde bir kadınla bir erkek öpüşürken tanımıştık sıcacık duyguları. Gırgır dergisindeki memelerin göründüğü karikatürleri gördüğümüzde kıpkırmızı olurdu yanaklarımız.

    Ben de böyle tertemiz bir çocuktum her çocuk gibi. Mahallede çok çocuğun olduğu vakitlerde, boş vakitlerimizde, oyunlar oynardık. Tabii kız çocuklarının sayısı birazcık arttığında oyunlarımız evcilik, öğretmencilik gibi sosyolojik oyunlar oluyordu.

    Yine öğretmencilik oynadığımız ve sırayla öğretmen olduğumuz bir gün. Ben sınıfta oturmaktayım, komşu kızı gülbahar ise öğretmen olma sırasının keyfini çıkarmakta o sırada. Çok sevimli ama ince sesli olan bu öğretmen, kızıyordu sanal öğrencilerine, bana kızmıyordu! Aferin diyordu, yıldızlı pekiyi veriyordu. Çünkü çok akıllı bir öğrenciydim. Evet işte gerçek aşk böyle bir şey olmalıydı, birkaç kişi içinden beni kolluyor gözetiyor, ayrıca eliyle de dokunuyor, saçlarımı okşuyordu aferin derken. Bir yandan öğretmen olma sırasının heyecanı ve bir yandan gerçek aşkı bulmanın gururu ile ayağa kalktığımda, gülbahar saçma sapan ve amaçsız gülücükler saçarken, artık emin olmuştum. O akşam gidip Kayahan abimizden “yemin ettim” adlı şarkıyı, dinleyip içlendim.
    …
    Hafta sonu bitmiş, ödevler son gün de olsa yapılmış, sabah andımız da okunmuş, sınıflara geçilmişti. O gün sınıfa geldiğimde yepyeni bir yüz vardı sınıfta. Polis lojmanlarının yakınında bir okulda okuduğumdan, bu alışılmış bir şeydi, ama bu kadar güzel bir kız alışılmışın dışındaydı. Bak dediler, bu da sınıfımızın en çalışkanı. Sonra kız benle konuştu birazcık, o kadar sevgi dolu bakıyordu ki, şimdi düşündüğümde, bir annenin uyuyan bebeğine baktığı gibi baktığını söyleyebilirim. işte buydu gerçek aşk! Gülseren mi? Yok lan adını bile unutmuştum o sırada. Kızın adını da öğrendim hem, buket, çok da güzel bakıyor bana. Sınıfın en çalışkanı olduğum için de,tamam dedim ve aşık olmanın haklı gururu ile, Kayahan abimizin şarkısını dinleyip içlendim. Evdeki karalama defterlerine B harfini yazıp yazıp ailemin fark etmemesi için sayfayı yırtana kadar karaladım durdum. Buket sürekli ailesine benden bahsettiği için, bir gün de annesi beni çağırmış, onu da al gel bir gün demiş. Gittik, masaya oturttu meyve suyu ve pasta verdi, uykuluydu zaten, azcık oturduk, beni sevdi gittim geri. Çok heyecanlanıyordum artık. Aşkım giderek büyüdü. Top oynarken düşüp dizlerimi acıttığımda dahi, Buket şefkat dolu bakışları ile gelirdi. Ve derken, 3. Sınıfın yaz tatilinin son günlerinde, içi tıka basa eşya dolu bir kırmızı hacı murat ın ön koltuğunda, babasının kucağında giderken göz göze geldik Buket le. Her polis kızı gibi, kısa süre içinde taşındı ve gitti. Acımı kalbime gömdüm ve Kayahan abimizden rutin şarkımı dinleyip içlendim.

    Birkaç gün sonra

    Öğretmen bazı günler geç gelirdi. Zaten az öğrencisi olan iki katlı kenar mahalle okulumuzun penceresinden öğretmenin gelip gelmediğini çok rahat kontrol edebiliyorduk. Öğretmen gelmeyince herkes sohbet etmeye başladı, sınıftaki az sayıda kızın, nispeten güzel olanı Perihan, ve çirkin şişman kız Sümeyye benim yanımdaydı. Perihan yemyeşil gözlerini dikmiş bana bakıp bir şeyler söylüyordu. Şakalar yapıyordu komik laflar etmeye çalışıyordu. Sonra birden bire, “baaak sana ne göstericem “ deyip önlüğünün eteğini rüzgara kaptırmışçasına açtı. Üstelik bu hareketi yaptıkça çirkin kız Sümeyye “bakma bakma ayıp” diyordu. Bense Buket in gidişine henüz alıştıramadığım kalbimin bu cinsel istismar karşısında paramparça olduğunu düşündüm.

    Birkaç gün sonra.
    Mahallemize yeni taşınmış olan bir aile, nasıl olduysa bir yerden annem ve babamla tanıdık çıktı. Kısa sürede samimiyet kuruldu. Çocuklarla gidilir gelinirken evlere, Ebru benle ilgilenirdi misafirliklerde, çayları taşımaktan arta kalan vaktinde. Oyunlar oynardık, eskilerden bahsederdik çok büyükmüş gibi. Her kız gibi zekama hayran kaldı, sürekli beni övüyordu, ben bir şey söyleyince aptal kızların güldüğü gibi gülüyordu. Ama düz kumral saçları, ve çekik gözleri ile mahalledeki tüm kızlardan farklı olduğunu söyleyebilirim.Bir gün mahallede topluca saklambaç oynuyorduk. Ben iki katlı müstakil bir evin alt katında tül perdenin arkasına saklanmıştım (dışarıda) Ama birden bire bir bağırtı duydum, ve duvarın yanından merdivenlere koşan ebru yu gördüğümde, benim otuz cm sağıma bir terlik çarptı. Babası kızıp bağırıyordu ebru ya, ve onun altında bulunduğu bu baskı, tam anlamıyla bir aşkı doğurdu. işte gerçek aşk bu olmalıydı. Yıllardan 1996 ydı, gittim eve, günlüğüme ne güzel şey aşık olmak yazdım.
    Birkaç gün sonra.
    Tam bu defa platonik aşkı bırakıp, ebru ya aşkımı anlatacakken, sayfa sayfa mektuplar yazarken, bir anda taşındılar ve dımdızlak kaldım.

    Okuduğum okulda her yıl temizlik yapılır, hortumlar bağlanır, çekçekler ile her yer temizlenir, bunu öğrenciler yapardı. Yine böyle bir temizlik sonrasında tüm vücudum sırılsıklam ıslandığı için, okul değiştirmeye karar verip değiştirdim okulu. Öğretmenimi çok sevsem de, farklı bir okula gidip farklı insanlar tanımak istiyordum. Ancak işler iyi gitmedi, sınıfa sonradan gelen çocuk olmak, zordur. Kendini kabul ettirmek de. Bu yüzden tek oturan birinin yanına oturdum ki, 2 lilerin yanında 3. Çocuk olmayayım. Yeni okuldaki ilk günümde öğretmene Gülçin hasta demişlerdi. Ne güzel isim dedim kendi kendime. Bir gün sonra okula geldiğimde karşılaştığım güzellik karşısında büyülendim adeta. Ama tüm okulun peşinde olduğu kız, yüzüme bakar mı hiç diye düşünürken, kaptırıverdim kendimi. Kalbim hızlı hızlı çarpıyordu. Bir arabanın, ufak bir tümseğin üzerinden geçtiği andaki gibi oluyordu kalbim. Evde ona defalarca kez belli etmeye çalıştım ilgimi alakamı ama, yıllar sonra öğrendiğim kadarıyla hiç fark etmemiş bile. Bense evde şiirler yazardım, sınıfta resim derslerinde izin ister, her hafta sınıftan birini anlatıyorum yalanıyla, hep ondan bahsederdim, kim hakkında yazdığımı da söylemezdim. Öğretmen okuturdu. O ise fark etmeyecek kadar salaktı her güzel kız gibi. Çünkü arada bir beni arıyordu “ev telefonu”ndan, saatlerce konuşuyorduk. Bu defa anladı derken, bir de bakıyordum ki, hiç oralı değil.Değiştirdim sınıfımı devremi ama, bir de baktım bir hafta sonra Gülçin de değiştirmiş. işte gerçek aşk bu olmalı dedim. Gittim eve, yazdım her ayrıntıyı her detayı onunla ilgili. Yeni şiirler yazdım. Adını yazdığım kağıtları karaladım sonra kimse görmesin diye.

    birkaç gün sonra
    Benim yatılı okul kazandığım açıklandı. O ise bir düz lisenin süper kısmına, kayıt oldu. Görüşemedik, mesajlaşamadık, konuşamadık, ev telefonlarını hala ezbere bilirim. Ama çekilir gibi değildi.

    Hafta sonları eve geldikçe yeni komşularımızla samimiyetimizin çok arttığını gördüm. Gelip bizimle oturuyorlardı evin önünde çay içerek. Zübeyde de yeni komşumuzun kızı, aman Allah ım. Ergenliğin etkileri olsa gerek, böyle bir fizik görmedim bir daha. Sesi Ata Demirer’in veteriner Niyazi Gül karakterine benziyordu ama, çok güzel kızdı, benden biraz büyük olduğunu düşünsem de, o muhabbeti açmayıp, onun da benden hoşlanmasını sağlamaya çalışıyordum. Ne kadar ağırbaşlı bir kız, kıçımı yırttım ama belli edemedim bile kendimi diyordum. işte gerçek aşk böyle olsa gerekti. Artık ne olacağının bir önemi yoktu. Ama ne yazık ki, açıklayamadığım bir platonik aşkımı daha sadece arkadaşlarıma anlatabilmiştim. O bizim yürüyüşlerimize katılmadıkça eve gidip Kayahan abimizden yemin ettim şarkısı ile dertleniyordum hala.

    Özet:

    Asırlardır yalnızım
    Pişmanım alın yazım
    Bir öfkeye mahkum ettik her şeyi
    Bir yemin ettim ki dönemem…

    Of ulan of.
    5 ...
  2. 2.
  3. Hep çocuk ruhlu insanların bir ömür yaşayabileceği his. ben her gün aşıktım sözlük. Tek bir kişiye.
    1 ...
  4. 3.
  5. bazılarının başaramadığı eylem
    standart önemli
    suluğu olucaktı öyle pet şişede su içenle olmazdı.
    beslenme çantası olucaktı ekmeği torbaya sarıp getirenle olmazdı.
    uçlu kalemi olacaktı amele gibi tahta kalemle yazmıcaktı.
    * *
    1 ...
  6. 4.
  7. çocukken 8 yılda 1 kişiye aşık oldum. şimdi 1 yılda 8 kişiye aşık olarak aradaki farkı kapatıyorum.
    3 ...
  8. 5.
  9. hâlâ çocuk olduğumu hatırlatan başlık.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük