sinekleri yakalayıp tek tek kanatlarını kopartmaktır .ha bide sonra izlenir yürüyebilir mi acaba şimdi diye.
birde kedilere yapılanı vardır bu eziyetlerin...çocukları uyutmak için çarşafa falan yatırılır 2 kişide sallar ya biz ondan örnek alıp bi kediyi beze yatırıp sallamaya çalıştık..Baktık kaçıyor bide bağladık onu karnından bir güzel...eziyet falan lakin çok eğlenceli olurdu.
çocukken hayana yapılan işkenceyi zevk çığlıklarıyla izlemek de bir hayvana yapılmış en büyük işkencedir.
hatırlayamayacak kadar küçüğüm. tabi annem anlatıyor. komşumuz olan bir sivrizeka bir gece bahçede otururken gördüğü hamamböceğini antenlerinden çamaşır ipine bağlamış ve yakmaya başlamış. hayvan can çekişip çırpınırken ben de mutluluk çığlıkları atıp durmuşum. bu şeklde mutlu olduğumu gören dehşet ruhlu adam bunu belli aralıklarla yapıp durmuş ve ben hep aynı tepkiyi vermişim. şimdi o hareketleri yüzünden küfür ettiğim adama gülüp durmuşum.
muhabbet kuşunu kuyruğundan ya da kanatlarından tutarak kaldırmak. hayvanın canhıraş çığlıkları arasında nihehehe diye gülmek. piknik alanında yakalanan küçük bir tosbağayı araba sürer gibi yerde sürmek. *
yanınıza gelen yavru bir köpeği leğendeki köpüklü suyla iyice çitilemek ; yetmiyormuş gibi kuruması için ipe asmak...
(bkz: psikopat çocukluk arkadaşım)
karınca dövüşü yaptırmak ilk akla geleni, sonrasında kedilere yapılan işkenceler. misal bi kedinin devamlı gerçekten dört ayak üstüne düşüp düşmediğini denemek amaçlı yüksek bir yerden* atıp aşağıda bekleyen arkadaşların onları yakalaması ve bu olayın defalarca tekrarlanması.
yakaladığımız kedileri firlatabildiğimiz kadar yükseğe fırlatmak ve hayvan nasıl her seferinde dört ayak üzerine düşer diye uyuz olup daha yükseğe fırlatmaya çalışmak.
Büyütecin odak noktasına bir karınca koyulur,belli süreyle güneşe maruz bırakılır,karıncanın patlaması bir film galası edasıyla izlenir. (Tanrım affet.)
hatırlandığında "Ne iğrenç bir çocukmuşum ben" dedirten hatıralardır. Bu hatıralara gelince saymakla bitmez arkadaş. bi iki örnek verelim.
1. Bi komşumuzun tavuğu daima bizim evin önüne gelip dolanmasına gıcık olan ben kafa yaracak bi taşla zavallı hayvanı sakat bırakmam.
2. Daha miniminnacık bi civcivi(şimdi kendimden iyice iğrendim) mangal yapıp yemem.
3. Sapanla kuş avlamak. Her çocuk yapmıştır bunu.(Yapmadıysada beceremediğindedir)
Evet iğrençlik dizboyu. Ama bu hayvalara yaptığım işkencelere karşı hiç ceza görmedim mi? gördüm arkadaş. Olay aynen şöyle. Evimin önünde dolanırken bi öküz kapının önünden geçmektedir. Etrafta kafa kıracak bi taş ararken kırık bi cam parçası gördüm. Aklımdan direk geçen: "bu öküzün karnını bu cam ile yararım ben" aldım kırık cam parçasını, nişan al vaziyetine geçtim, fırlattım. Sonuç: Ulen cam benim elimi yardı. Al sana iğrenç çocuk! Hakkettin sen bunu. Avladığın kuşlara, kebab yaptığın civcive, sakat bıraktığın tavuğa karşılık az bi bedel ama artık idare edecen.