5 yaşlarında mahallede kuytu bir köşeye sinmiş yavru kedi bulmuştum. annesi bırakmış gitmiş, bu öyle titrek biçimde miyavlamaya çalışıyor. neyse aldım ben bunu süt falan içirdim, kendi çapımda ufak bir yer yapıp koydum oraya. 1 hafta falan baktım durdum ben buna. sonra bir gün tutayım da bi seveyim dedim, dokunduğum anda suratıma bildiğin osmanlı çırmığı attı. ben dumur oldum mal gibi kaldım böyle. bi de pezevenk çırmığı atıp kaçtı. 3 gün uyuyamadım durup durup hüzünlendim 'ulan yavşak ben ne yaptım sana, tek suçum sana değer vermek miydi' diye. 'oğlum noldu karadenizde gemilerin mi battı?' diye soranlara olayı anlattığımda ' kedi nankördür yapar boşver' diye cevap verdiler. fakat zaman ilerledikçe anladım sadece kedilerin nankör olmadığını. hatta o kedinin daha şerefli olduğunu düşündüğüm zamanlar bile oldu. en azından adam gibi çırmığı basıp sittiri çekip gitmişti yavşak, arkadan ayak oyunu yapmadan.
çocukken, ''demekki bak böyle de olabiliyormuş.'' denilen anların tamamıdır.
--spoiler--
zannedersem 11 yaşındaydım. sabah erkenden kalktığım için babam para verip ekmek aldırırdı. herzamanki gibi parkın yanındaki fırına gittim ve ekmek aldım. eve giderken bir adam, adamın yanında da 2 tane deynek vardı. beni yanına çağırdı. korkumu belli etmeden yanına gittiğimi hatırlıyorum... 1 parça ekmek istedi, kopardım verdim. ve benle dertleşmeye başladı. hatırladığım kadarıyla, çocukları hayırsız çıkmış, karısıda terk etmiş... dolu evleri varmış. çocukları satıp satıp yemişler. heralde bir insan 11 yaşındaki çocuğa yalan sölemez, hemde tanımadığı 11 yaşında bir çocuğa... işin ilginç tarafı bir insanın 11 yaşındaki çocukla dertleşmesi... çok değişik zor ve bir o kadar iğrenç bir piskolaji olsa gerek.
--spoiler--
dokuz on yaşlarındayken bi misafirlikte evin büyük çocuğu galeta istermisin demişti,kabul etmiştim galetanın ne demek olduğunu bilmeyerek.gel benimle dedi ve peşinden giderken bütün yol boyunca galetanın nasıl bir oyuncak olduğunu düşündüm hiç duymamıştım adını orjinal bişey olmalıydı ama sonra mutfağa girdik içinde büyük çubuk kraker olan poşeti açıp bana uzattı aldıktan sonra bi müddet daha bekledim oyuncağa gitmeyi ama sonra anladımki galeta oyuncak filan değilmiş.artık misafirlikte oyuncak verilen yaşı geçtiğimi ozaman anladım işte..
8-9 yaşlarındayım sınıf arkadaşlarım tenefüslerde şişeleri ezip futbol oynuyorlar, ben de oyuna girmek istediğim zaman da oyuna almıyorlardı. neden diye sorduğumda ise oynamayı bilmediğimi ileri sürüyorlar. haliylede moralim bozuluyordu tabi. bir gün eve gelip anneme anlattım bu olayı. ertesi günde kadıncağız gidip bana futbol topu almış. bende heyecanla topu çantaya atıp okula gidiyorum. arkadaşlarım bende ki topu görünce bir anda okulun en iyi futbol oynayan çocuğu oluveriyorum, takımları ben seçiyorum felan. bu top bir hafta sonra patladı ve artık kimsenin topu yoktu sınıfta. arkadaşlarım tenefüslerde yine şişeleri ezip oynamaya devam ettiler. bende bu şişe oyununa girmek istedim ama...