bugün

annem beyazları yıkamadığı gün okula gidemezdim çünkü tek donum vardı ve herkesi kendim gibi tek donlu sanırdım. bir gün öğretmenim "dün neden okula gelmedin ? "diye sormasıyla acı gerçekle yüzleşmiştim.
Aniden bir yere gidilecek Çamaşır sepetinden giysi alıp giymek. Nasıl kokardı bilir misiniz izmir sıcağında. Yoktu ki dışarıda giyilecek düzgün bir giysi.
Daha kötüsünü söyleyeyim: çocukken fakir gibi yaşayıp aslında fakir olmadığınızı anladığınız an. Baya yırtık ayakkabılar giyerdim, önlüğüm küçük gelirdi ama yenisini almazlardı, kurşun kalemim minicik olurdu ama ben onunla yazmaya çalışırdım. O kadar acıklı çocukluk anılarım var ki ama gel gör ki fakir değildik. Bunu büyüyünce babamın sürekli amcama annemin de sürekli dayıma para gönderdiğini öğrenince anladım. Herkes ürememeli.
Babamın işsiz kaldığında nokia 3310 telefonunu satıp eve market alışverişi yaptığı gün anlamıştım o dönemde ne kadar fakir olduğumuzu. Bugünümüze şükür herşeyi edindik aldık zamanla.
çevirince içinden fırlayan sigara kutusu.
Henüz ilkokuldayken babamın işsiz kaldığı bir dönemdi. evi geçindirebilmek için sokaklarda seyyar satıcılık yaparak çikolata, kek vs tarzı şeyler satıyordu. bazen satış olmadan eve gelirdi ve bana çikolata verirdi. normalde dışarıdan gidip parayla alıp yiyecek durumumuz yoktu. çikolata yiyebilmek beni mutlu ediyordu ama bu aynı zamanda babamın da satış yapamadığı ve para kazanamadığı anlamına geliyordu.

bazen babam satış yapamadığında çikolata yediğim ve mutlu olduğum için kendimi suçlu hissederdim. bu arada kalış yıllar geçmesine rağmen yüreğimi parçalıyor.
kemer niyetine saman teli kullanırdım 90 larda.