para üstüne kibrit alıp onları yakarak fırlatmaktır.
nasıl bir eğlence anlayışım varmış be. çok iyi hatırlıyorum yeni bir kutu kibriti elime aldığımdaki mutluluğu ve coşkuyu.
fırında sıra olmasına rağmen
boyunuzun bacak kadar olmasına rağmen
mahallenin en şişman çocuğuna kafa tutup
boş yere dayak yemene rağmen;
fırında çalışan adamcağızın
senin gibi bir yumurcağı
çok sevip,iltimas geçmesidir.
tek yapman gereken ona
cılız sesini duyurmaktır...
ahmet abi iki pide, susamlı olsun!...
+berkcaaaann oğlum bize iki ekmek al da gel koş hadi
-hay mına koyim yaa yine mi yaa
+berkcaaaaann
-hay çenene zıçayım duymamazlıktan geliyoz anla işte
+berkcaaaaannnnn
-vercen mi teyze?
+ne vercem mi?
-(eheheheh) para para
+al yavrum hadi koş
-hay anasını yaa of yaa of.
ayak işlerinde bir tanesidir.
tabi sadece ekmekle de bitmez bu. 2 tane yumurta, 3 ekmek, 2 alper peynir, bilmem kaç gram teneke peynir.
çocuğun ezber kuvveti gelişiyor.
bir çeşit ahlak kuralıdır. öyle ki gitmezsen senden yaşça daha büyük biri gideceği için ayıplanırsın. genellikle olay bu kadar büyümez, o kadar benimsenmiş bir görevdir ki bu hem söylenir hem de gidilir. bakkala giderken diğer bakkala giden arkadaşlarla karşılaşılır, para üstüne konma planları yapılır, illede abur cubur yiyecek alınır, sokakta oynayanlara takılınırdı. hey gidi hey hey. o değilde geldim kaç yaşıma hala bakkal muhabbeti bitmedi, aynılarını yapıyorum.
Bütün amacın para üstünü kapmak uğruna sabahın soğuğunda fırına gitmektir.
Tabi bunun yanında evin küçüğü ve sıcak ekmeği çok ceviyor olmanız, artı ve eksisi.
80'lerde bir çocuğa verilecek en büyük sorumluluktur. her milletin ayrı bir görev yükleme adabına da örnektir.
amerika,bir pazar sabahı..
--hey ufaklık, bundan sonra ekmek almak senin görevin.
++yoo, yoo
--hey ufaklık bir sorun mu var ha? 10'a kadar sayıyorum ve sen ekmek almaya gitmiş olacaksın. 1 missisipi. 2 missisipi....sen daha burda mısın ha!!
++ya anneeeaaaaa.
-- hey tek kelime daha duymayacağım.
++ama, ama
--peki, sen kaşındın.şimdi odana çık ve ben diyene kadar sakın dönme!!!!
aynı sıralarda ülkemizde br pazar sabahı.
--şşşş ufaklık,uç bakalım bakkala, ekmek ve gazete al!
++yaaaa, çizgi film izliyorum ama.
-- şşşştt, geliyor bak beş kardeş.
++üfff tamam yaaa..ölsem de kurtulsam..
--bak sen şu eşşoğlueşeeeğee...
++hehe..ben eşeksem ben de oğlun olduğuma göre sen de eşek oluyon o zaman...
çittoooonnngggg.(osmanlı tokadı, akabinde uçan terlik)
haydaa.. sanki aç kaldı adam ben ekmek getirmeyince. hem eve ekmek getirmesi gereken kişi ben miyim ağzını kırayım, az balık ye hafızanı geliştir, işten gelirken yolda unutma ekmek almayı. allaam yareppim.
çocukluğun o sımsıcak anılarından biridir. gerçek anlamda değil ama yan anlamda... eğer alınan ekmek fırından taze çıkmışsa ve poşet olmadığı için gazeteye sarılıp veriliyorsa eve götürülene kadar elleri öyle bir yakar ki...