Gidilen kafede ya da restoranda gelen sipariş kötü de olsa yemeye devam etmek, normalinin bu olduğunu düşünmek. Hatta genel olarak pek çok şeyi olduğu gibi kabullenmek, başka türlü olabileceğine ihtimal vermemek. Evet, saf bir çocuktum.
Bem allahtan neden korkmak gerektiğini hiç anlayamadım. Hani cehennem falan tamam da hani neden bana öyle davranacaktı ben ona ne yapmıştım falan diye ciddi ciddi düşündüm. Sonra sonra anladım .
tuvalete gidince oruç bozuluyor sanıyordum. öğlene kadar çişimi tutmuş altıma işeyince de ağlamıştım orucum bozuldu diye.
nickimi de çişli diye mi değiştirsem ben ya ... her şey çişe çıkıyor bende. ilginç...
büyüyünce saçmalığı anlaşılan durumlardır.
çocukken "dünya nasılsa uzay boşluğunda değil mi? yeri kaza kaza dünyadan uzay boşluğuna gitmek daha yakın; gökyüzü ise çok uzak; gökyüzünden giderek yolu uzatmak yerine, yerden kaza kaza kestirmeden gitsinler işte." diye düşünürdüm. ve neden bunu düşünemediklerine anlam veremezdim.
düşünülen saçma şey: “insan evlenince çocuğu oluyor, nasıl oluyor acaba?”
götüm: evlenince imza atıyorlar ya, vücut anlıyor evlendiğini ve hamile kalıyor.
iç sesim: hımm. ama normalde de imza atıyorlar. o zaman neden hamile kalmıyorlar?
götüm: vücut çok zeki bi kere. anlıyor hangisinin evlilik imzası olduğunu.
küçükken böyle aynen ama aynen böyle düşünüyordum. o zaman evlilik dışı doğan çocuklara ne haberlerde ne de çevremizde şahit olmuyorduk tabii. sadece evlenip imza atanların çocukları oluyordu. ben de çocuk aklımla bu kadar çözümleyebilmişim olayı. gerçekten malmışım.