birleşmiş milletler örgütü sembolü olan un kısaltmasını bildiğimiz un * sanırdım.. ve savaş halindeki bir ülkeye; bak dünya oraya insanlar açlıktan ölmesin diye un gönderiyor derdim. kimseye de sormazdım çok biliyom ya...
film başlarında hangi yapım ise yapılan reklamların örneğin;hollywood reklamı başka bir film başında yine karşılaştıgınız zaman yine aynı film diye düşünmek. tamam biliyorum biraz salakça yada çocukça.
sorgulayan her zeki insanın dini inancıdır efendim. burada ateist yada teist olmasından değil, dini kendi gerçeklerine göre yorumlamasından bahsediyorum.
yürürken güneşin beni takip ettiğini sanardım. ben nereye güneş oraya derdim. öyle muhteşem duyguydu ki bu. yalnızca bana has bir şeymiş, çok özel bir insanmışım gibi.
bir gün arkadaşıma sana bir sır vereyim mi ? diye sormuştum.
- güneş, ben nereye gidersem geliyor demiştim.
inanmamıştı.
-istersen sen de yürü ben durayım bakalım seni takip ediyor mu diye havalara girdim.
eee tabi haliyle güneş ana onu da takip etmişti kendimi hiç bu kadar salak sanmamıştım arkadaş. demek ki neymiş güneş bizi takip falan etmiyormuş öyle havalara girmeye de gerek yokmuş.
mavi gözlülerin gözlerine mavi bir filtre yerleştirilmiş gibi dünyayı daha mavi, yeşil gözlülerin de daha yeşil gördüğünü sanmak.*en doğru renkleri kahverengi gözlüler görür sanmak.*
- annenin karnından bebeğin bıçakla kesilerek çıkarıldığı.
- sokakta oynayan çocukların ille de kaçırılacağı.
- bir gece aileden uzak kalındığında hmen onların çocuğu olunacağı.
- büyüyünce en güzel sesli şarkıcı olabileceği
şimdi biz normalde dünyanın üzerindeyiz ,dışındayız ya . bana bunu oturup açıklayan olmadığından dolayı dünyanın içinde yaşadığımızı sanırdım, çünkü dışarda olsak her an üstümüze bir şeyler gelebilir diye düşünürdüm.sonra bir gün baktım gökyüzüne ne kadar uçsuz bucaksız diye düşünürken taakk diye bir ses. ***